ankebut sûresindeki saklı adamların
sesini duyardım her gece.
yüzümü döktüğüm kuyulardan çektiğimde
her gece yıldızlar üşüşürdü üstüme.
asil bir öyküyü imleyen zühreyle
züleyha’nın kalbindeki adam, her gece
bir yıldız aşırırdı uykularımdan.
eğri demirin paslı masumiyetinde
gözlerimi içime sakladım her gece
yağız atlıların kılıçlarına boynu takılan
tavus kuşunun imanıyla. bunu
cellâtların düşlerine dahi fısıldamadım
yalnız her gece, engerek sesiyle gelen
kâbil’in suçunu fısıldadım kalbime.
her gece ansızın uyanan çirkin yüzüm
harem cariyelerinin mahçup şehvetiyle
ürkek ürkek anlatırdı kendini.
taş aynalara saklarken yüzümü
eyüb’ün cüzamla sınanan elleri
beni bir dağ ceylanına aşklandıran
naçar ürperişlerimle ayırmalısın
mecnunun zavallı kelamlarından. bunu
kalbimin rahvan sesiyle fısıldadım
allaha. kendimi kendimden kovduğumdan beri
su sesinde gül yaralıyorum. ve
şarkıları çağırıyorum ölümlerime
her gece gladyatör direnmelerinden
isa’nın ellerine ve ayaklarına benzeyen
hazin kelimler devşirirken
leyla’nın efsunlu yüzüne çarpan dudaklarımla
beni af edin sokaklara yayılan mayıs işçileri
deli dudaklarını dişleyen kutsal fahişeler
kalbimi mühürleyen esmer akşamlarda.
ey esmer akşamlar akan ve yalan
simli yıldızlarına söyle de gitsinler
yoksa o hilkat garibelerinin lacivert yüzü
şu irinli soluklarımla boğulacak.
hallacın yaralı dili inkâra yaslananda
bendim. öyleyse kindar göğsümü parçala, esrik
gözlerime dokunarak boz bu ılgıt sihri
çöl ikliminden kalan susuzluğumla acıyan
yerlerimi bir hurma dalıyla serinlet ya da
bırak gölgesine yaslandığım yapraklar
saklı yerimdeki esmer akşamlarda
mülteci bir asayla iki yana düşsün.
Kayıt Tarihi : 27.2.2023 11:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!