Gece mesaj atmış Ankaralı kız,
“Biraz muhabbete var mısın? ” diyor.
Utandım, düşündüm, biraz da mahcup,
“Korkak mı, cesur mu, er misin? ” diyor.
Yelkenleri indirmedim hiç suya,
Şeytanlarım yatmış gece uykuya,
Ankaralı çeker, dipsiz kuyuya,
“Niçin anlamazsın, tor musun? ” diyor.
Gece ilerlemiş, köpürdüm, kızdım.
Nağmeler dökülen tellerde sazdım,
Zifiri gecede, büsbütün azdım.
“Bu kadar naz etme, zor musun? ” diyor.
Vakit ilerledi, bir hayli geçti,
Ankara ağardı, tan, ayı seçti
Ezanlar okundu, yıldızlar kaçtı.
“Yarın buluşalım, var mısın? ” diyor.
Sabah geleceğim, kahvaltın var mı?
Odan, benim için geniş mi dar mı?
Sofranda, bana da bir yerin var mı?
“Bir bardak da bana, kor musun? ” diyor.
Ankaralı coşkun seldi, inandım.
Uykusuz gecede, susadım, yandım
Kendimi Cennet’in koynunda sandım
“Benimle bir ömre var mısın? ” diyor.
Solmuş, hırpalanmış, koynuma aldım,
Ellerim doladım, boynuna saldım
Goncalar içinde kaç defa öldüm
“Gül mü, gülistan mı, bağ mısın? ” diyor.
Ankaralı kızda, dert çiçek açtı,
Yıllardır sevgiye, aşka muhtaçtı.
Uyudu, uyandı, gözlerin açtı.
“Koynum Cehennem mi Cennet mi? ” diyor.
Ankara, Çarşamba, 22 Şubat 2017
Kayıt Tarihi : 3.4.2017 10:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!