Atatürk bulvarı uzayıp gider, dizilmiş otomobiller,
Kızılay’da uzayan binalar ve katlarında sayısız çalışanlar,
Sıralanmış ağaçlar kaldırımlarda,
Makineler, kalbimin ritmini dinlemez.
Bu şehir kokusu, üstüme sinmiş, yarı aç, yarı uyanık, yarı zamanlı köle.
Bu kabus, yarı ninni, yarı uyku, yarı sarhoş,
Bu şehvet, yarı para, yarı kadın,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Ben de yürümek istiyorum, diğerleri gibi,
ayaklarım hışırtılı,
kolumda sen,
caka satarak,
başım dik,
gözlerim aydınlık,
hava nem kokarken..
tebrikler ilhamınız bol olsun muhabbetle
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta