Anlatılmaz...
Bir kuş kadar hafif
Bir Adak şehri kadar ıssız, kimsesiz...
Di' li geçmiş zaman hikayesi
Öylesine ela, öylesine derin...
Miş'li gelecek zaman hikayesine meyilliyim
oysaki.
Mürekkebim kan damlıyor
Bulutlar ağlıyor bu gece
Issız dağları aydınlatıyor şimşekler
Dirilen duygular ölüme,
Monotonluğa çiçek dolusu pencereler kapanmaya
mahküm bu gece
Ankara'da bir nefes...
Öylesine vakur, öylesine uzak...
Bilinmezliğin ötesinde
İlkten sona geçtim baharlardan
Sararmış yapraklardan ölüm döşekleri
Çıplak rüzgarların hoyrat gelgitleri
Hiç başlamayan bir hikayenin sonu
Gözleri, gördüğüm gözlerin en güzeli
Belkide bilinmezliğin anaforuna atılmamın sebebi
o gözler
Belkide gırgavur derelerde boğulmamın sebebi
o gözler
Kendime özür borçluyum
Karşılık görmediğim gözlerde kendimi aramak
Kudurmuş bir girdabın içinde
kurtulmaya çalışmaktı benimkisi
Öylesine muhal, öylesine meşakkat...
Kayıt Tarihi : 12.4.2017 19:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir şiirin teması da konusu da her şey olabilir. İsteyen karamsarlığa dönüşmüş bir aşkı dizeleştirir isteyen çiçeğin yaprağını... Bunu yaparken kendinizi karamsarlığın, çözümsüzlüğün merkezine koyan bir tablo çizmemenizi öneririm. Tam tersine, "yenilmiş" bile olsanız dimdik, kararlı betimlemeler ve imgelerle bakışlarınızı gökyüzüne dikmelisiniz.
Başarı temennilerimle...
TÜM YORUMLAR (2)