Ankara kalesine gömüyorum geçmişi
perdelerini kapatıyor bulutlar
bulutlar gözü ırmak zelzele yüklü kalbime
içimdeki şarkılar susuyor
serçeler gagasında yarınsızlığı getirirken
rüzgarın ejder eliyle okşanıyor saçlarım
..
sen yakılacak şehirsin inan billahi
hapsettin yarimi karanlık isli sokaklarında
seni haritadan silerim inan vallahi
çürüttün gençliğimi yarimi aldığın yollarında
yarimi geri gönder zalim ankara
gözlerime kan doldu bak yeter artık ağlatma
..
ANKARA
Masa başında kurulmuştur Ankara.Masa başı adamları yaratmış, masa başı adamları sevmiştir. Masa başı işlerinin kenti olmuştur Ankara. Sokakları cetvelle çizilmiş isimleri bir alfabetik indeksten sırayla seçilmiştir. Bestekar, Bilir, Büklüm Bülten...diye yan yana giderler.
Tarihi, üzerine sonradan dikilmiş elbisedir,yaşanmışlığı değil. Akildir, mantıktır. Ruh ona sonradan biçilmiştir, gerekliliği bilindiği için. Arkasında hayat değil bilgi vardır. Bu yüzden toplamadır ruhu Kültürleri toplamış kendince birleştirerek kendinin yapmıştır bu kent.
Tren garı binasının karşısındaki Hitit aslanına ters binen Nasreddin Hoca’dır. Sterildir Ankara heterojendir. Fakiriyle zenginin hayatları pek karışmaz birbirine Lalia bile yakınlaştıramaz dünyaları,hayalleri farklı bu insanları. Sıhhiye köprüsü görünmez bir duvardır kuzey ve güney arasında; iki Ankara’yı böler.Ve Yenişehir’in inadına Sıhhiye’dir sittin sene değişmez. Sınırlar nettir Ankara’da.Çünkü devlettir Ankara. Devlet sınırları sever.
Ne topraktır ne beton Ankara; ne de ikisi arasında bir şey. İkisine de uzaktır kendine özgüdür Ankara. Denizsizdir. Otobüslerde, minibüslerde, parklarda pastanelerde....insanların yüzlerine bakılarak kurulur hayaller. Çünkü bir denizi yoktur,insanlara sırtınızı dönüp seyredebileceğiniz. Yalnız kalamazsınız denize kaçamazsınız. İnsanların dönüp gelecekleri yer yine birbirlerinin yüzüdür. Bu yüzden insan ilişkileriyle varolur Ankara’da. Mekanlarından öte insanlarının yüzleridir bu kente bağımlılığımızın temeli.
Ankara dünya küçüktür tezinin ispatıdır adeta. Üç adımdır çünkü cazibe merkezi Kızılay. Bu yüzden insanları kafalarını dinleyecekleri yerde demlenebilirler ancak. Denizin ruhlara verdiği derinlik Ankara’da bulunmaz. Bu nedenledir ki Ankara’dan iyi şair çıkmaz. Denizi seyrederken kelimeler uçuşur beyninizde,sınırsızlık duygusu yaşarsınız.Bir kişi ile konuştuğunuzda kelimeler sınırlar sizi. Veya çok az kişinin yüzü sizi uzaklara götürebilir. Kaç kişinin yüzünde yakalanabilir ki o derinlik!
..
Bugün güneş bir başka doguyor Ankarada.
Kuşlar bir başka ötüyor burda.
Kapı önündeki horozlar hatırlatmıyor bugün bana köyümü.
Yaptıgım kahvaltı, kokladıgım çiçekler hatırlatır bana ölümü…
Bügün ankara tatsız geliyor bana.
Yoldaki insanlar selam vermiyor,
Arada çıkan rüzgarda serinletmiyor,
..
Karlı bir şubat sabahına uyandı Ankara.Ankara beyazlara bürünmüştü bense karalara.
Ankara sokaklarında ayaz vardı benim yüreğimde de kırgınlık vardı.
Ankara'da insanlar evlerine kapanmıştı bense kendime kapanmıştım.
Ankara sokaklarına düşen her kar tanesi seni hatırlattı ve gözlerimden yaşlar düştü.
Bir yıl geçti hayal gözlüm.Tam bir yıl önce yine bir karlı Ankara sabahında gitmiştin.O günde Ankara'nın soğuğu yüreğime işlemişti bir yıl sonra bu gün de gidişinle Ankara'nın soğuğu yüreğime daha derinden işliyor.
Gitmesine gittin ama beni unuttun.Birtanem vazgeçemem dediğin benden vazgeçtin.Aylar sonra karşılaştığımızda da bir yabancı gibi selamı esirgedin.Değişmiştin.
Ne olmuştu da altı ay önce canım dediğin insandan merhabayı esirgiyordun.Aylar sonra mutlu olmuştum seni gördüğüm için.Ama senin bana bir yabancı gibi davranman mutluluğumu kursağımda bırakmıştı.
..
saat 23. 13
ve günlerden çarşamba akşamı
yine böyle bir günde yazmıştım
aşkımızın son çarşambası şiirini
gözlerini göremiyor artık gözlerim
kimsenin yüzünü görmek istemiyorum
..
ankara...
yeniden yağar mı yağmurlar
ve yeniden ıslanır mıyım aynı sokakta
ankara...
..
İlk defa yüzünü kürsüde gördüm,
Bu çorabı ben mi başıma ördüm?
Kendi defterimi kendim mi dürdüm?
Allah! derim.. ne ak derim, ne kara;
O adamı ben seçmedim Ankara!
Resmen Genel Başkan dayatması o,
..
Yahu hayat nasıl gidiyor
Tüm yalnızlıkların uğultusu ağzından gürültüyle bir iyiyim boşalmasın
Anlat hissettiklerini
Hayatla kesişmelerini
Besleme çanağı gibi Ankara
Soluk benizli insanlar dolaşıyor bulvarlarında
..
Senden alacağım bir ömür var
Ömrümün geçtiği dar sokaklarında
Kaç yılım geçti Sincan Altındağ da
Nerede benim ömrüm söyle Ankara
Çubuk ovasını ateş mi sardı
Elmadağ da göğü duman mı sardı
..
İşte aklığım
İşte sıcklığım
İşte beynimin güneşi
Yüreğimin ateşi
İşte aklığımla arınmış bütün güzelliğiyle Ankara
Açmış anaç ışıklara gözlerini
Uzamış dal boyu başaklar
..
ANKARA BAHARI
Erteleme yüreğim,
hesap soracaklar olur,
çarpılmaz her an,
duracak zaman olur.
..
Denemekten vazgeçmektir başarısızlık dediğin
Eğer azmedersen başarı, peynir ekmektir yediğin
12.01.15 Ankara
..
Ankara 'da sadece bir tane mahalle vardı
O mahallede sadece sen vardın.
Bütün yollar sana bağlanırdı
Ne zaman sana gelmeye kalksam
Sokaklar birbirine karışırdı
Sen labirentin gizemiydin
..
martıların yok ankara, ne diye geleyim
ne keskin kaldı yenimahalle’de tutsak
ne senin sıhhiyen kalmış, ne benim gençliğim
küçük saadetlerden alıyorum ağzımın payını
nereme sığarsın şimdi alsam seni düşlerime
yerli yersiz kımıltıların da gecikmişliğim
..
Elli yıl öncesi sanki daha dün gibi
Rüzgar gibi gelip geçen o ilk gün gibi
Sayende ülkemiz için ulusum için
Ömrümüzü verdik Atam ne mutlu bize
Ülkemize hizmet için yarınlar için
Haydi gençler ileri Ankara Koleji
..
Sayılı günüm kaldı tüketiyorum
Seni terk edip gidiyorum Ankara’m
Sende yaşamak özel ve çok güzeldi
Hayranındım çok sevmiştim seni
Doğduğum yer değil doyduğum yerdin
Sevda ateşini gönlüme ilk koyduğum yerdin
Hayatı ilk seninle sende öğrendim
..
Ben taşralıyım ağabey
Arada bir gelirim bu kente
Şu denizi mi çeker giderek kirlenen
Yoksa,Boğaz'ın ışıkları mı bilmem
Ezan sesleridir yükselen yeditepeden
Sıcacık bir balık-ekmektir belki
Belki Laleli'de bir balkanlı sarışım
..
Nedendir bu şehir bana seni hatırlatır?
Yüklemiş soğuğunu yine bütün dağlara.
Nedendir bu şehir gözlerimi ağlatır?
Gözlerinin rengini almış yine Ankara.
Gözlerinin rengine diner mi hiç hasretim,
Ne de güzel yakışıyor kahverengin dağlara.
..
Devlet sanatçısı sınavı duydum.
Bir Mart sabahında vardım Ankara.
Üç adet kitabı masaya koydum.
Heyetin önünde durdum Ankara.
Yolların daracık, araba dolmuş.
Betonlar dikilmiş, yeşil yok olmuş.
..



