Ankara'yı Geziyorum

Ankara’yı geziyorum
Dikimevi’nden,Anafartalar’a
Caddelerinde başıboş arabalar
Kaldırımlarında bir insan seli
Vitrinlere bakışanlar,
İtişip kakışanlar
İş çıkışı görmeli..

Ankara’yı geziyorum Ulus’tan Kızılay’a
Gözlerimde çok mu anlamsız bakışlar
Ben mi yürüyorum
İlerisi mi çekiyor belli değil
Balkonlarında saksılar yüksek yüksek evlerin
Saksılarında çiçek
Çiçeğinde sarı
Kol kola,kol bele çiftler
Ah..Muhabbet kuşları..

Ankara’yı geziyorum
Kavaklı’dan Çankaya’ya
Kaldırımlarda at kestaneleri zoraki yeşil
Yollar yaşam gibi dik
Yollar yaşam gibi yokuş
Bu koku zengin çöp tenekelerinden mi
İt,kedi leşlerinden mi oluşmuş?

Ankara’yı geziyorum
Maltepe’den Bahçeli’ye
Emeğe,Kırlangıçevler’e
Bir garip maske vurmuşlar mat boyadan doğaya.
Sis,pus içinde.
Üst üste beton yığınları
Ve hayret
Ve hayret
Sahte bir tatlı yaşam.

Ankara’yı geziyorum Dışkapı’dan Ufuktepe’ye
Keçiören’e Aktepe’ye
Bir çamur gölü yollar.
Ne desen uyar.
Şurada burada birkaç ağaç
Şurada burada birkaç kuş
Tüüüüüüüü
Yaşam yok olmuş

Ankara’yı geziyorum Nato’dan Tuzluçayır’a
Mamağa,Kayaş’a
Dilime takılan yanık türküler
Bin ölüp bin dirildiğim sevdadan
Toz bağlamış anılar
Çinçin Bağları,Aydınlıkevler
Ve daha nereler

Ankara’yı geziyorum Cebeci’den Paşa’ya
Soluk soluğa.
Esenler Sokağın başında
Bir kiraz ağacını kesmişler.
Belli ki bu yıl meyvasız
Ve belli ki bu yıl kış çok sert geçecek.

İşte Başkent Lisesi.
İşte bir mazgaldan ışık görebilen
Tek odalı bodrum evim
İşte kilidi bozuk kapım
Kötü kokular,
Kirli çamaşırlar
Sıvadıkça çatlayan camgöbeği duvarım
Sözde ucuz satan bir tekelden
Dokuz on liraya aldığım kül tabakları.
Gazocağım,terliklerim
Rengini yitirmiş kilim
Mutfak lambasız.
Dizlerimde ellerim,ellerimde çaresizlik
Yaşam çok acımasız