Ankara kalesine gömüyorum geçmişi
perdelerini kapatıyor bulutlar
bulutlar gözü ırmak zelzele yüklü kalbime
içimdeki şarkılar susuyor
serçeler gagasında yarınsızlığı getirirken
rüzgarın ejder eliyle okşanıyor saçlarım
ankara kalesinde uyandırıyorum hicranı
öğretmeni şehit kalemler tutuşuyor
can kafesimde kanatlanıyor öncü kuşlar
şiir dilli manzara ihtiyar virane
kızıl şafağında katran yorgunluklar
ıssız bir vadinin koynunda uyur gibi ışık
def oluyor gölgeler serap yollara düşüp
susayan damağım düşler kuraklıktan çatlak
ankara kalesinde acıyla bağdaşı kurup
seyre durdum ardıma bakmadan sonsuzu
papatyalar yalancı beyaz açar ilk bahara
gelinciğin zaferidir ince dalında direniş
imtihana alındı heyelan sabrım
billur bakıyor hazinleşen kalbimin gözleri
kentin üzerine siyah tül gibi örtülür yüzler
toprak inliyor günah çökertiyor ayakları
ankara kalesi üşüyor siyah maziye
yolcular ağır geliyor çürük kaldırımlara
kayıp ceddim her köşeye oturmuş ferman
kaybettim bugünün nağmesini kırık tabloda
koynumda yakılmış insan külleri
avuçlarımda kaderin intihardan kanı
haritada acının başkenti temelden çöküyor
haneler perişan ışıkları yoksul aydınlatır
ankara kalesi uykuda uyanmıyor kışı
burçlarından sarkan ok buzullu ayazı
dalga dalga kan kırmızı aşk gibi bayrağı
her yönden vuruluyor takvime sütunları
benimle gömüyorum tarihini asırlık resme...
Kayıt Tarihi : 1.4.2013 20:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)