Sen şimdi öyle kilometrelerce uzakta
bir metropol kentinde ya da tozlu yollarına
sıcak baharat kokularının sindiği
bir taşra kasabasında değil,
seni görebilmek, yâni sevdiğim,
aydınlanmak için her sabah yollarına
düştüğüm Ankara’mdasın.
Bir yağmur gibi, bir ılık bahar güneşi gibi
görünüp sadece bir anlık, sonra usulca kaybolduğun
karanlık ve artık sensiz hayatımın kıyısında durmuşum.
Okyanus türküleriyle gelmeni bekliyorum,
gittiğin limanlardan.
Çoktandır gelmiyor pencere önü kuşları.
Rüzgârlar kokunu taşımaz oldu.
Çiğdemler soldu senden sonra.
Senden sonra kaldı bu onulmaz yaralar.
Gel de, onca zamandan sonra,
bir yabancı gibi sokul geceme,
beni al, savur yüreğinin rıhtımına,
o yabancı tadını hissedeyim içimde...
/ EPILOG /
Her sabah uyandığımda,
seni seyrediyorum.
Uyuyorsun. Ankara da uyuyor.
Sonra güneş doğuyor.
Ben, Ay’ın öteki yüzüne gidiyorum..
Bir sonraki sabahın umuduyla,
“uyanacak bir gün..” umuduyla gidiyorum…
Geçmiş zamanların sayfalarından
Kayıp ezgiler çalıyorum her gece
Duyamazsın, biliyorum..
YILDIZ KAYIYOR,
YANAN ASFALTTA “BEN” OLUYOR…
3 AĞUSTOS 2001 / 1 TEMMUZ 2002
Sibel Berfin GürsoyKayıt Tarihi : 17.8.2003 10:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminiz daim olsun şairim
google şair coşkun arslan
Bu okuduğum ilk şiirin ve ŞOK! Bravo çok güzel olmuş. Akıp gittim bende şiirle birlikte! Özellikle defalarca teptiğim Ankara yollarının anıları belirince ....
Saygılarımla
İbrahim Tolga Özsoy
TÜM YORUMLAR (3)