ANKARA'DA DÜŞENLERE AĞIT
cığış cığış gelmiş soyka
yılan gibi aka aka
insan bir canlıya kıyar mı
gözlerine baka baka
nasıl kinimiş meğer
can verirken demiş geber
öldürdükçe biribirini
kin bağlanır katmer katmer
yine pusu yine zulüm
demeye varmıyor dilim
türkülerle barış derken
tama da o an gelmiş ölüm
avını arar engerek
sürüm sürüm sürünerek
kör olası baş belası
anaya oğul kız gerek
nerde üzüm gözlüm nerde
taş olsa çatlar bu derde
kimi anında can vermiş
kimi debelenir yerde
öğün kambur felek öğün
gözyaşları tutmaz göğün
cebinde bir şarkı çıkmış
dert delisi oldum bu gün
nasıl bir dert nasıl acı
kimlere değmez ki ucu
merhametiniz kurusun
bir bahçenin tek ağacı
gök yüzünden misket yağar
değdiğini yere yığar
deyiverin hele bana
bunca acı nere sığar
biri yerlerde sürünür
kurşunun yeri köpürür
belediyenin işçileri
dalak dalak kan süpürür
zalim ecel atmış pençe
ak gövdesi pinçe pinçe
dayan dersin anam babam
belikleri kan içinde
okullu ayşe okullu
kalemleri gül kokulu
o sıraya kim oturur
kına kınaydı kakülü
nenni ninni gülüm nenni
kim belerdi öyle senin
seni bana kışkırtanlar
cenazende var mı hani
gözyaşlarım siğim siğim
pinçik pinçik düğüm düğüm
neyindir diye sorarsan
canım cananım sevdiğim
israfil surunu çaldı
azrail canını aldı
iki sevgili ele ele
biri öldü biri kaldı
çağır anasını çağır
konvoy gider ağır ağır
on sekizinde bir kızdı
kirpikleri kıvır kıvır
gecelerde soğuk ayaz
biri fatma biri ıraz
nasıl bir esmer güzeliydi
kanı çekilmiş ondan beyaz
adına tutulmuş kayıt
üç kuruşluk sarı kağıt
hangi kağıda sığar
ananın tuttuğu ağıt
otogar insan harmanı
kimden almış bu fermanı
kalk halaya ey gül yüzlüm
dizinin yok mu dermanı
oğul arka oğul kaya
kız dediğin şefkat ana
kahrolası kape dünya
yaşamadı doya doya
gözlerine inmiş perde
hiç merhamet yok mu sende
kaşın gözün türküsünü
nasıl kestin yarı yerde
hiç itişip kakışmazdı
sözle bile sataşmazdı
o saz çalan ellerine
bu kan hiç de yakışmazdı
gül dikerdi ağ elleri
sustururdu bülbülbülleri
duvarda asılı sazın
birden kopmuş bam telleri
şurada bir küpek ürür
ıvır zıvır edip durur
ağzın yüzün eğerek
kırk dereden su getirir
kanlar akar ığın ığın
ne evin var ne toprağın
bezi para sermayeye
rengi fakirden bayrağın
her sözlere kulak asma
uzar gider sanki asma
dün söyler bu gün unutur
kimi kahpe kimi yosma
ankarada ki şu beyler
tarlaya tuz ekerler
fili fili kaydırmaca
kalbur ile su çekerler
ateş yanariçin için
düşün ki bu kavga niçin
karın nedir zararın ne
anan baban hatırı için
kaçarsa bu ipin ucu
ayırırlar şucu bucu
köpeğe kış kış ederler
anlamaksa yiğit harcı
sen ölünce kimdir yanan
istersen öl ister öldür
ya dul kalacaktır canan
ya acıdan ölecek anan
kim hasım eyledi bizi
şehit diye över bizi
kendi dünyalık peşinde
fakirlerin payı gazi
her daim sorarım niye
gözyaşım karışır çiye
güldüğüme bakmayın siz
os soyka sevinmesin diye
Mahmut Nazik 15 10 2015 Mersin
Mahmut NazikKayıt Tarihi : 11.11.2015 03:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mahmut Nazik](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/11/11/ankara-da-dusenlere-agit.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!