ANKARA DA CAMİ ve TÜRBE ZİYARETLERİM 2. Bölüm...
Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım Sizlere başkentten selamlar ileterek ziyaretlerimin ikinci bölümünü paylaşma gereği duyuyorum. Çünkü her önemli ziyaretlerim konusunda halkımızı da bilinçlendirmek gerek. Anlam taşımayan ziyaretler unutulur gider. Sanatımın başlangıcının ilk yıllarında yani 1971 den itibaren fırsat buldukça Anıt kabri ziyaret ederek çok haz duyardım. Anıtkabir önünde çekilen gençlik fotoğrafımı da sanat evimde saklıyorum.
Ben Türküm diyebilen her gencin veya Mustafa Kemal Atatürk'e hayranlık duyup bu hasreti giderebileceği yer bence Anıt kabirdir. Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının, tüm şehitlerimizin nesillerinin duasına ihtiyacı vardır. Özgürce yaşadığımız bu kutsal topraklar üzerinde dolaşırken akan şehit kanlarıyla şekillenmiş ay yıldızlı bayrağımızı göklerde şahlandırarak, bölünmez bütünlüğü benimseyerek minnettarlık duygularımızı dile getirmemiz,anmamız gerekiyor.
Gençlik yıllarımda Ankara'nın Çankaya semtinde göklere yükselen dört minaresiyle o dönemde bile başkentin en büyük camisi bilinen Koca tepe camiyi yıllar sonra bir kaç kez ziyaret etsem bile şahane görümüne, mimari tasarımına doyamayarak ailecek tekrar ziyaret etme gereği duydum. Vakit namazına yetişemesem de şükür namazını da kılmayı ihmal etmedim.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta