Hayattaki başarımı unutarak, öldürerek ve denemeyerek yaptım.
Sahip olduğum şey vazgeçmek oldu.
Çünkü vazgeçebilmek artık meziyetti
Ekini engellemek isteyen kurtarıcılar koyuverdi vaatleri
Birlik ve dayanışma edebiyatçılarının izniyle ayakkabısız selpak satan çocuklar
Bir konuşsa saraylarda,
belki de en uzun mersiye olur Dünya'ya
Hırslı patronların toprak arayan kadınlara mezarlıktaki çiçekleri göndermeleri ya?
Ah susuz kalmış vicdanları düşünerek uyandım
Ankara'nın ayazı çok konuşuluyor
Bu sabah pencereleri buzlayan soğuktan daha soğuk dilli gürültüleri karşıladım.
Parçalama hamleleri yetmiyor harlıyordu bu bencilleri.
Aslında çok sevimli şeyler ile başlamak gerekiyordu güneşe.
Doğan Güneş ise eğer.
Yaklaşmakta olan ateşe güneş diyorlardı belki.
Yalancının tekiydi o koskoca aydınlık.
Çiçeklerin iş birliği yetmiyordu yerinde tutmaya. Gelenler de güneş gibi doğup yakmıyor muydu memleketi.
İnanmayacağım imaja,
Günün sonunda nasıl bakıyor ezilenlere ona bakmak lazım elbette.
İzahı zor körü körüne itaatin.
Yemyeşil çöl gibi yalan söylemlerin.
Kendin olsun en yakın arkadaşın.
Takdir edildi beşere güvenmeden yaşamam. Cennetten bile kovulduysa insan hangi bahçeyi kurutmadan gider.
Sadece izlemek yetiyor kalbimdeki sevda dalları olan ağacımın gölgesinde.
Pas tutmuş acıları en azından sulamıyorum. Dallarım kesilene kadar burdayım
Seyrediyorum mahrumiyetlerimizi.
Kayıt Tarihi : 11.6.2022 17:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Esmanur Taş](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/06/11/ankara-ayazinda-2.jpg)