Sokağın taşını kırıp alıyor
Ve sonra yere çalıp onu parçalıyor,
Çünkü gözü dönmüş;
Ağızdan kan damlatan vampir dişler –
Kızlı oğlanlı-
Ağaçta sallanan titreyen uyarıcıyı bile göremiyor.
Kısasa kısas yapacak olursak biz de,
Kafalarında parçalamalıyız tekrar
O taşları onların kafalarında.
Fakat şeriat uygulamıyoruz;
Bir subjektif bakış atarsak eğer
Yoğunlaşan durumlara,
Bana bile değil,
Bunun için Atatürk’e şükretmelisiniz:
Yasa koyan yön verdiklerini affedebilir ancak,
Bense asla değil.
Dedik ya, o bir kedi ağaçta
Olanlara bakıyor şaşkın, aşağıda.
Be kedi kadar olamadınız.
Uygun tartışmayı da öğrenemediniz.
Kötü niyet ararım,
O kaldırım taşlarını
Söküp yerlerinden atan
Planlamacı beyinlerde.
Gerçek mağdur olansa,
Düşünemezdi bu art niyetli çabayı,
Kaldı ki gerçekleştirmeyi bile.
Büyük gerçeği
yaşadıklarını sanan bu bazı budalalıklar -
diyelim haydi ‘budalalar’dan ziyade
- her şeye muktedir safım sanırlar;
ama aslında başardıklarıdır
büyük kör nefreti gözler önüne sermek,
teşhirinin kendisi olmak,
o bazı budalalıkların sarf kendi budalalıkları
olduğunu betimlemek.
Sıfat cinsinden ancak gerçekleştirilecek
bir kavramı öz be öz
budalalıklarında budamak.
Kayıt Tarihi : 8.11.2005 06:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!