Anitta Şiiri - Aydın Yüksel

ANİTTA

Biz;
Bu yamaçların yarım kalmış türküsüyüz Anitta
Esmer bir çocuğun yoksulluğuna inat
Ekmek kokusuna beslediği umut
Yanaklarından süzülen öyküsüyüz Anitta.

Anitta;
Dağların doruklarına sebeptir başımızın dik duruşu
Ağustos sıcağı, zemheri soğuğu
Ve toprağın karnındaki meşakkattir onurumuzu besleyen.

Sefalet babadan oğula geçer buralarda
Çünkü onurlu yaşamak üzeredir bizde adet
Çocukluğumuzu alır elimizden
Gençliğimizi alır gurbet.
Bir yanımızda dağ suyu kadar berrak;
Ana sütü kadar helal sevdalarımız
Öbür yanımızda dipsiz uçurumlar Anitta.
Bir türkünün peşi sıra geçeriz dağların ardına
Henüz terlemeden bıyıklarımız
Düşeriz ekmek derdine.

Zor karşısında düşmeyiz de dara
Hor bakışlardan kanar içimizdeki yara
Ne çekerse gönlümüz
Ya urbamızdan ya dilimizden;
Neylersin
Neylersin Anitta; Okumak şeherli işi
Bir şey gelmez elimizden.
Çünkü kadük doğmuş lisanımız
Hiçbir yazıya uymaz attığımız başlık
Doğuştan yakar bizi
Kül eder şu zalım çağdaşlık.

Şafak vakti (2) dert vaktidir bize
Çileyi gergef gergef dokur üzerimize
Nasırlı ellerimizde ceviz karası
Düşeriz kırlara Ayla güneş arası
Ne uykusu Anitta
Ne uykusu?
Yürürüz
Burnumuzda tüte tüte ana kokusu

Kaderi Allah yazarda Anitta
Kederimiz yokluktandır inan
Efkarına da eyvallah bu dağların
Gurbetine de eyvallah
Hatta, hatta cahilliğini de bize say
Say gitsin Anitta.
Amma ter kokusu ekmek parasıdır buralarda
Ekmek parası
Yüreğimizde hançer kesiği,
Geçmeyen gönül yarası.

Hazan düşmeye görsün dağlarımıza
Bir yoksulluk buğusu gelir çöker penceremize
Gurbeti namluya sürene dek yaz
Tepelere kar yağar kuşlara ayaz
İşte böyle Anitta
İşte böyle!
Bitene dek ömür denen mühlet
Kışımız sefalettir yazımız gurbet
Anlayacağın;
Halimiz öyle çetin, öyle yaman
İçimizden turnalar göçer
Dışımızdan zaman.

Aydın YÜKSEL-ANKARA
06.10.2017-CUMA-12.30