ANITHABİR’DEN MEKTUP VAR
Bağımsızlık onurum,Cumhuriyet gururum!
Saltanatın, hilafetin kökünü, çağdaşlık yoluna kuruttum.
Bölücülerin, mandacıların, gericilerin hedefindeyim.
Temeline dinamit koymaya çalışırlar Türkiye’min!
Bu sevimsiz manzarayı seyre dalanlar;
Uyanın artık sızlıyor kemiklerim!
Yıl 1919:Yaşam kaynakları ele geçirilmiş bir ülke,
İşgal edilmiş vatan,silahları elinden alınmış bir ordu…
Yokluğa,esarete mahkum edilmiş bir millet,
Hükümdar olmuş başımıza yedi ayrı devlet,
Sıraya girmiş mandacılar, derler ki onlara emret.
İşte o koşullarda dahi ”Geldikleri gibi dönerler” dedik
Ölmesini de bildik, yenmesini de bildik.
Zorluklar içinde kurduk Cumhuriyeti emanet ettik,
Ettikte ne oldu? Her yanı delik deşik!
Rotanız hangi yöne?
Kimin eli kimin cebinde,
Taraflı yayın, taraflı basın,
Anası ağlıyor namuslu vatandaşın…
Servet denizinde yüzenler var alın teri olmadan…
Çöplerden yiyecek toplar olmuş açlar, karınları bile doymadan!
Demiştim:”Beni görmek demek behemehal görmek değildir”….
Çağdaş medeniyetler seviyesine mi çıkardı sizi resimlerimle,heykellerim?
Beni artık övmeyin,sadece dileklerimi yerine getirin.
İyi vatandaş olmanın hakkını bihakkın verin.
Nikah kıyabildiniz mi ilimle,bilimle…?
Dünyanın yeni parlayan yıldızı olabildi mi Türkiye’m?
Sil yeni baştan hortlamış kapitilasyonlar…
Uçurumun eşiğine gelinmiş nemalanalar var bölücülerden
O sinsi senaryonun aktörleri bile belirlenmiş çok çok önceden
Bir vurdum duymazlık,bir aymazlık…
Nerede o vatan aşkı, nerede özgürlük sevdası,nerede tam bağımsızlık?
Din ile korkut,Allah ile aldat…
Hani ar, namus,ahlak?
Ne kalemin özgürlüğü, ne hak,hukuk,adalet,
Ne yargının bağımsızlığı, ne ordunun onuru.
Aldatıcı bir ışığın etrafında dönüp duran saf kelebeklerim.
Artık görün şu gerçekleri boşa gitmesin emeklerim.
Unutmayın ki: Bu topraklarda şehitler, erenler, evliyalar var
Yüreğinde imanı, inancı, vatan sevgisi taşıyanlar…
Yeni senaryolar, yeni sınırlar…
Silkinin artık süpürün gitsin üzerinizdeki şu ölü toprağını…
Her birinize düşen önemli görevler var.
Boyun bükmesin o ay yıldızlı bayraklar!
Ey! Yüreği vatan aşkı ile çarpanlar,
Hatırlar mısınız? Bir Namık Kemal vardı bir zamanlar.
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?
Diyen feryadı ulaşırdı arşa kadar!
Sefaletin, esaretin ızdırabının yaşandığı o yıllarda:
“Elbette bulunur” Demişti Mustafa Kemal!
Kitaplara sayfa, duvarlara süs olsun diye kaleme almadım
10.Yıl Nutkumu, Gençliğe Hitabemi, söylemlerimi…
Şan olsun diye kurmadım ben bu CUMHURİYET’İ!
Bu gün belki hala yönetim şeklinizin adı Cumhuriyet
Ya uygulanış şekli?
Ey! Tehlikenin hala farkına varamayanlar,
Atalarınıza hiç mi saygınız kalmadı bana neciler?
Esaretin, ayak sesleri geliyor derinden derinden.
Ben bu günleri görebildiğim için uyardım sizi çok çok önceden.
Nasibinizi alın artık GENÇLİĞE HİTABE’DEN!
İhtiyaç duyduğunuz o kudret ise zaten damarlarınızda VAR!
SERMET APAYDIN
Sermet ApaydınKayıt Tarihi : 13.2.2013 23:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sermet Apaydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/13/anitkabirden-mektup-var.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!