.........Mânevi oğlum Mustafa CEYLAN'a...
Ankara kalesinden baktım yöreme
Çağlar öncesinden kalma bir şehir.
Ulus, Ulucanlar, Hamamönü ve daha daha;
Altındağ tepelerinde gecekondular,
Hatip Çayı, Çubuk çayı, Solfasol köyü,
Bu köyde, bu kentte Hacı Bayram-ı Veli.
İlkokulum, öğretmenim Fikri Sonuvar,
Hacı Mehmet Dayı ve Nazik Hala,
Okul arkadaşlarım, çocuklar,
Gözlerimin önünde canlandı bir bir;
Ne haldeler, ne oldular kim bilir?
Ankara kalesinden baktım çevreme;
Çubuk çayı kenarında bağlar, bahçeler,
Kalaba, Keçiören, Etlik bağları,
Yol kenarlarında rengârenk akasyalar,
Cıvıl cıvıl öten kuşlar;
Hani, nerde ne olmuşlar?
Ankara kalesinden baktım çevreme;
Karşıda Dikmen tepeleri ve Ayrancı,
Seyranbağları, Esatbağları ve Çankaya.
Yıldızlar oradan parlar,
Güneş oradan doğardı...
Kartal yuvasında Mustafa Kemal,
Sofrasında bilim adamları, şairler,
Devlet adamları, paşalar vardı.
Onlar seviyordu ülkeyi, ulusu, insanları,
Savaştılar, kovdular düşmanları ülkemizden,
Bize; özgür, bağımsız bir ulus,
Cennet misâli bir vatan bıraktılar.
Bir ulusun gönlünde bitip tükenmeyen sevgi,
Dalgalanan şanlı bayrak,
Göklere yükselen sancak oldular.
Şanlı, şerefli birer tarih oldular...
Kayıt Tarihi : 25.5.2005 02:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!