Anıları Yaşatmanın Adı Aşk - Garib Çoban

Bana dua et, ben sana ettim Yusuf kuyusunda.
Birinin hakkını vermiyorsan insafsızsın.
İnsaf denilen şey şudur.
Kime hakkını verirsen, ona insaf etmişsin demektir.
Hakkını vermek nasıl mümkün olur?..
O da bilmekle olur.
Bilmediğin şeyin hakkını veremezsin!..
Kiminle oturup kalkarsan, onun sıfatı sana sirâyet eder ve senin bundan asla haberin olmaz.
Bir şeyi bilmeyen o şeye hakkını veremez.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Gitmeli o güzel geceye teheccüt vakti usulca.
Gönül yanmalı ve saçmalamalı şems vakti gün kapandığında.
Öfkelen, öfkelen ışığın ölümünün karşısında.
Dem bu demdir.
Sonrakini yaşayacağın ise meçhul!..
Aşksız geçen dem için küseceksen benliğine küs.
Seni mahrum bırakan benliğindir.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Akıllı adamlar, ölümü bilmelerine rağmen karanlığa gömülecekler sonlarında.
Sözleri şimşek çaktırmamış olduğu içindir ki, onlar, gitmezler o güzel geceye usulca.
Ey kendi g/özüyle Allah’a b/akan, Allah’ın gözüyle kendine bakabilir misin?..
Şimdi kendinden başka birşey giymediğin gibi dünyalık elbisen.
O zaman, Allah'tan başkada birşey göremeyeceksin.
Dünya putlarının yakasını bıraktığında, isimleri kaldırırsan aradan Zat'tan gayri ne kalir ki?..
AllaHU La Gayru Huuu dersin olur.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Rabbimiz, Hz. Musa’ya dedi ki!..
İblisten bir sır öğren!..
Hz. Musa, iblisi görünce; ondan bir sır, bir nişane öğrenmek istedi.
İblis dedi ki!..
Ben deme, ben gibi olursun.
İyi insanlar, son defa ellerini sallarlar, öylesine ateşli bağırarak kabre girerler.
Faydasız işleri, yeşil bir koyda dans ediyor olabilir.
Ama onlar da, öfkelenirler, sarhoş olunca öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Güneşi uçarken yakalamış olan vahşi insanlardan mısın?..
Ve öğrenen unutur kendini çok geç, yas tuttuklarını onun yolunda bırakırsın.
Derdi olanlar gitmezler o güzel geceden usulca.
Duayla teheccüt vakti, bağ kurma çok önemli bir ihtiyaçtır.
Bizim bağ kurmaya, şems vaktine ait olmaya, sevilmeye ve sevmeye ihtiyacımız var.
Sen başka yerde, sevdiğin başka yerde.
Geldim işte teheccüt vakti, benim bir şeyim yok.
Yeminlerini bozan yanımın kefareti bu hayat.
Doğru insana rastlamadım, hepsi bu.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Kör g/özlerin göktaşı gibi alevlenip ve şenlenmesini anlatır nerdesin kelimesi.
Ey gönül, başkasından değil, dünkü senden üstün ol.
Kör eden bir görme gücüyle gören ağır hasta insanlar üst üste dizilmiş bedenler arasında, bil kendini.
Öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölümünün karşısında.
Böyle de olur mu, demiyorum, acıklı bir hayatta böyle.
Bütün bu tatsız günler içinde seni arıyorum.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Ve sen, benim sevdam, hüzünlü tepedesin, orada yalvarırım, şimdi acımasız göz yaşlarımla.
Farklı bir şey dene, teslim ol, boşa değil di bu yaratılış.
Ama gitme o güzel geceye usulca.
Gariblerin kaydolduğu bir yer vardı ki oranın adı, Teheccüt Mekteb-i.
Ne destanlar yazılır, gönül sevdasında, saf bir gönülde sevilmek, helal rızıktır.
B/eklemeyi öğrendik şems vakti, onlara anlat yağmurda ıslanmayı bir meleğin duasında.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..

Gönül işte o mektebe dahil olduğu zaman, öğrendi, aşıkların bütün isimlerini.
Öfkelen, öfkelen teheccüt vakti ışığın ölümünün karşısında faniyim kimsesizler kabristanında.
İçimdeki hayatımdan başka yok dışımdaki benden.
Hangi ara ömrümden geçtin çocukluğum, inan hiç farketmedim.
Ruhlarımız, sevdiğimiz kişilere yaklaşarak iyileşir, herkesin hicreti, niyet ettiğinedir.
Birinin, insanlardaki iyiye inanma nedeni ol.
Bin hâl gelip geçer de, bir muhabbet bâkî kalır.
Mağduru çok, âlimi yok bir sorudur, ben ne yapacağım benimle?..
(Y.ed - Bu Bir Demdir, Gelir Geçer Albümü)