Anılardan Bir Yaprak Daha Size... Söyleşi

Suat Tutak
256

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Anılardan Bir Yaprak Daha Size... Söyleşi

ESİNTİ 07. 01. 2008
Suat TUTAK

ANILARDAN BİR YAPRAK DAHA SİZE...

1963-1964 yıllarında Söke’de kültür, sanat, edebiyat alanında toplu etkinlikler yine vardı. O yıllarda ben, Ortaokul öğrencisiydim. Şunu iyi hatırlıyorum ki, 1963 yılında bir kez şiir dinletisi etkinliği düzenlemiştik. Rahetli Katerin Müftüsü’nün oğlu, Söke’nin isim yapmış, renkli simalarından ARZUHALCİ, merhum Burhan SEVEN’ le bir gurup Sökeli genç, bu etkinliği düzenleyip, organize etmiştik. Önceden, Söke halkına bu etkinliğin gününü, yerini ve saatini belediye hoparlörü ile duyurduk..
Etkinlik, şimdiki Meclis Salonunda yapılacaktı.. O yıllarda; bugünkü imar dairesi ile bugünkü Meclis Salonu şuan ki gibi ortadan ikiye bölünmüş değildi.. İkisi de tek salon halindeydi. Orası; Belediye Düğün ve Nikah Salonu olarak kullanılıyordu. Belediyeden geçilen bir kapısı, çay ocağının olduğu yerdeki, bugünkü kapı ve basamakları vardı..
Bazı edebiyat, kültür ve sanat etkinlikleri bu salonda yapılıyordu. 1963 yılındaki; yukarıda sözünü ettiğim bizim ekip olarak, bu salonda o şiir etkinliğini düzenledik.. Söke dışından da birçok sanatçı, sanatseveri davet ettik.. Bu davetliler arasında; o meşhur “AGORA MEYHANESİ” isimli şiirin şairi, İzmirli ONUR ŞANLI’ a vardı.. O geceye katılacak bize ve Sökeli halka Agora Meyhanesi’ni bizzat okuyacaktı.. O yıllarda da, o şiir çok meşhur olmuş, tüm yerel yayınlarda okunuyor olmuştu... Çevremizdeki her radyo ondan söz ediyordu.
Sonunda hazırlıklar tamamlandı.. Yer ve saat, gün belirlendi. Hoparlörden, yerel basından halka duyurulup, davetiyelerle de Söke’nin dışındaki sanatseverler ve sanatçılar davet edildi. Hummalı ve de çok heyecanlı günler geçti. Etkinlik günü gelip çattı.. Eeee, ne oldu diye, sormayın? Elbette etkinlik yapılıp, tamamlandı. Fakat Söke halkı olarak bizler, Onur ŞANLI’ ya karşı çok büyük bir hata yaptık.. Hem de bize, Sökelilere yakışmayan, kaba, cahilce, bizden beklenilmeyecek bir hataydı bu...
Şiir okuma etkinliği başlayıncaya kadar her şey çok güzel, dört dörtlüktü.. Ve; her şey, bize yakışır bir biçimde gelişmişti.. Sonu ise çok çirkindi. Ve Onur ŞANLI’ ya büyük bir ayıp yapıldı. Hata işlendi...
O gün; düğün salonunun basamaklarının her birine büyük, renkli gelin mumları dikerek yakmış, salondaki elektrikleri söndürmüştük.. Tabii ki bu olay; Onur ŞANLI’ nın salona gireceği an yapıldı.. Çok romantik bir ortam meydana getirilmişti. Onur ŞANLI, salona alkışlar arasında girdi. Hatta başından çiçekler bile saçıldı.. Salon çok kalabalık, sanki insanlar, üst üste yığılmış gibiydi.
Alkışlar başladığında; salonda sesten durulamayacak derecede alkış gürültüsü oldu. Onur ŞANLI; bu büyük ilgi, sevgi ve gördüğü sahne karşısında çok duygulanmış, gözleri dolu dolu olmuştu. Sevgi ve ilginin, kültür ve sanatla birleşip, kaynaşarak insanları derinden etkileyen, bir andı o... Her sanatçının, her sahne alışından önce veya sonra beklediği, seyircisinden, sevenlerinden istediği ilgiydi. Hepimiz, son derece duygulanmıştık. Halkın ısrarı, alkışları, baskısı ile Onur ŞANLI, sahneye, mikrofon başına davet edildi.. Adamcağız, “Nezleli, gripliyim, sesim gitti. okuyamam, lütfen beni affedin... mazur görün..” diye, hastalığını söylediği, okumak istemediği halde, zorla eline mikrofon tutuşturulup, sahneye çıkarıldı.
Haklıydı adam. Sesi tamamen kısılmış, hiç çıkmıyor, ne söylediği anlaşılmıyordu.. Mazeretini peşin peşin söyledi amma, biz dinlemedik.. Sahnede; istemeye istemeye şiirini okumaya hazırlanırken, elektrikler de kesildi mi! ? Mikrofonda tık yok... Adam deli olacak fakat ne çare! ? Beş, on, on beş derken, uzunca bir süre elektrikler gelmedi.. Halkın baskısı, ıslıklar, okuması için baskılar artarak çoğaldı.. Bu arada saat da, gecenin 23.00’nü geçti.. Sinemadan çıkan sarhoşlar da salona gelip, oluşarak, zaten dolu olan salonda insanları sıkıştırmaya başladılar.. Zavallım; Onur ŞANLI çaresiz, o kısık sesiyle, elektrikler kesik olduğundan, mikrofonsuz olarak, hasta boğazıyla “AGORA MEYHANESİ..” adlı şiirini, okumak zorunda kaldı..
Tabidir ki; halkın çoğu o kalabalığın gürültüsünde, şiiri ne duyabildiler, ne de anlayabildiler.. Ardından, bir ıslık ve yuhalama gürültüsü koptu... Kendini bilmez bazı kişi ve kişiler, şairi yuhalayıp ıslıkla karışık hakaretlerde bulundular ona... Hepimiz çok üzüldük.. fakat elimizden bir şey gelmedi.Olayın çirkinliğini önleyemedik. Onur ŞANLI şiirini bitirip, mikrofonu teslim ederek, yerine geçti.Oturdu.. Sanki onun oturmasını beklermiş gibi ardından elektrikler yeniden geldi.. Ama, tüm ısrarlara rağmen, ikinci kez şiirini ona okutamadık.
Haklı olarak bizlere, Söke halkına, o çirkin davranıştan ötürü çok kırılmış, kızmıştı.. Böyle bir anımı, bir anekdot halinde sizlerle paylaşmak istedim.. Söke’de yıllar içinde buna benzer, çok etkinlikler yapıldı. Ama o günü unutamam.. Tüm katıldığım ona benzer etkinliklerde, hep o günü anımsarım.

(Yeniden düzenlenme tarihi: 08. 01. 2008 –SÖKE)

Suat Tutak
Kayıt Tarihi : 12.1.2008 22:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Suat Tutak