GÜDÜL’DE YAZ MEVSİMİ (1)
_______________________________________________
"Gördüğün manzara,baktığın pencerenin bulunduğu kata göre değişir"
_____________________________________________________
Yaz geceleri milyonlarca yıldızın göz kırptığı gökyüzüne bakarak,ağustos böcekleri sesleri arasında uykuya varmanın mutluluğunu tatmayalı yıllar oldu.
Akşam yemeğini, gün batımında çardakta yerdik. Çardağımızın geniş camsız penceresi sığır meydanına bakardı. Kırlangıçlar gökyüzünün maviliklerinde uçuşur, arada birkaçı camsız pencereye pike yapıp, çardağa dalar, tavandaki kırık tahtalar arasındaki yuvasına birşeyler getirirdi. Çardağın asıl ev sahipleri kırlangıçlardı sanki. Bizi de pek umursamazlardı zaten. Kırlangıçlar Ebem (babaannem) için kutsaldı. Onların rahatsız edilmesine asla izin vermezdi.Kırlangıçların evimize bereket getirdiğine inanırdı. Çardağın zoraki misafirleri, havalar soğumaya başladığında ortadan kaybolurlardı. Gelecek yaza kadarda görünmezlerdi.
Tarhana çorbası, bulgur pilavı, ayran veya cacık, salata akşam yemeğinin değişmez menüsüydü. Bazı akşamlar kuru fasulye, nohut,pirinç pilavı ve seyrekte olsa arada bir tavuk etiyle menü çeşitlenirdi.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek