Anılar Ve Fanus Şiiri - Yorumlar

Şafaknur Yalçın
180

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Öyle bir yolculuk yapıyoruz ki zamanın kapsülün de, odaklanmış bir menzile doğru mola vermeden hem de son sürat akıp gidiyoruz cümbür cemaat.Yaşadığımız an’lar deliksiz cebimiz de geçmişin atıklarını gün be gün çoğaltıyor, onları saymakla uğraşırken yaşadığımız anların farkına bile varmadan, tadına tuzuna bakmadan tüketip gidiyoruz.Uzansak da onlara yakalamak için ellerimizle, tutamıyoruz maalesef ve onları da yitirdiğimizi anlayıp üzülüyoruz. Bir çoğu yüzümüze yerleşiyor sanki geçtiğimiz yolları anımsatır gibi, kimileri ise sevda atıkları olarak sıkışmış yüreğimizin kapılarını zorlarlar özgür kalabilmek için.Hele o saçlarımıza beyaz ışık tutarak sanki kaybolmuşluğun yolunu arayanlara ne demeli? Öyle bir kapsül ki bu, tüm sevdiklerimizle aynı anda,yolculuk yapmamıza rağmen,içinde herkesi ayrı yaşattığı cam fanus odalarında saklıyor. Görsek de yüzlerimizi, duysak da seslerimizi dokunamıyoruz ne yapsak da,cam fanusun kader mahkumları gibi…Kimi zaman, Güneşe çok yakın geçerken sıcaklığını her bir hücremizde hissetsek bile, daha ısıtamadan yüreklerimizi birden yolumuza çıkan sönmüş yıldızlar üşütüyor tekrar bizi, sıcaklığa veda ederek devam ediyor yolculuğumuz..Yalnız ve sorgulayan yüreklerimizdeki yangınları, söndürmeye çalışırız gözpınarlarından doldurduğumuz sularla yine…Tek başına yiyormuş gibi olsak da yemeklerimizi bu fanusta,yalnız değiliz aslında kurduğumuz sofrada.Paylaşırız çoğu zaman aşımızı,katığımızı sevgimizle,hasretimizle ve kaşıklarız hüzünlerimizi hep bir arada..Evet ay ve yıldızları küskün bir yoldayız, ama olsun yamalı düşlerimizle sohbet ederiz bizde.Onların hayal ormanındaki kayboluşlarını ve mecnun misali çöllerde susuz kavruluşlarını, kırgın yüreklerindeki yaralarına bastıkları tuzun acısını anlatmalarını,dinlerken üzülerek uzaktan kokusunu aldığımız, bizi başka iklimlere götüren yârin sevda mendili siliverir, akan gözyaşlarını. Kapatıveririz gözlerimizi işte o an, sanki kendimizi güvenli bir şifacının eline bırakmanın verdiği bir hazla…
Onun kollarında huzur içinde dalmak üzereyken,birden kimliksiz düşlerin uykusu kaçıp bizi uyandırmaya başlamasıyla yine yanmaya başlar yıkılmışlığın ateşleri alevlenerek… Nikotin tadında bir burukluk olur dudaklarda,üşüyorlar gibi titreyerek, büzüşerek, bir yandan da cebinden çıkardığı hüzün sakızını atar ağzına, öfkeyle çiğnemeye başlar isyanları yok etmek istercesine.Anılar beynimizi tam on ikiden vurmaya çalışırken, düşlerde körebe oynarlar bir yandan.
Biraz sonra göz perdeleri isyan ederek yenik düşecekler uykuya. İşte o zaman, kader ruleti oynadığımız bu yolculukta
bekle beni sevdiğim. Kapını çalıp elimdeki sana biriktirdiğim bir demet şiirle geleceğim.(ş.y)

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta