Ağır işçisiydim zor dünlerin
İğneyle kuyu kazılan günlerin
Ahtım olsun
Teyelleyeceğim hepsini birbirine
Kilitleyeceğim anılar mahzenine
Onca yükü taşırım da gücüm yettiğince
Bir tek ağır söze dayanamam
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Tebrikler Hocam...
Yürek sesiniz hiç susmasın arkadaşım,harika dizeler için kutlarım,tam puan ile sayfamda,saygı ve sevgi ile sağlıcakla kalınız.
güzeldi... nicelerine... Ant ++
Muhterem Naime Hanımefendi, şiirinizi yine zevkle okudum ve beğendim.Ayrıca Nermin Hanım'ın mesajına da aynen katıldığımı ifade etmek istiyorum.Sağlıklı ömürlerle, güzel geleceklere inşaallah diyorum. Selamlarımla...Enver Özçağlayan
Şiiri okuduğumda hemen aklıma gelen, bu söz oldu Naime öğretmenim.
'Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek zamanıdır.' Mevlana
Yaşam sürecinde ne çok acı-tatlı olay yaşarız. Fakat geçmişe takılıp kalmamakta yarar var elbette. Aynen dediğiniz gibi, onları unutmayarak ama bir yerde saklı tutarak devam etmemiz gerek.
Yeni umutlar gerek yüreğe... Yeter ki kapatmayalım kendimizi. Bırak seller sular aksın üstümüzden. Yağmur berekettir, hayattır, yeni başlangıç demektir. Sevgi yağmurları eksik olmasın üstünüzden.
Çok anlamlıydı şiir. Yüreğinize, kaleminize sağlık Naime Özeren Hanım. Selam ve sevgilerimle.
İzmir de deli yağmur, serseri bir gök yüzü
Geldi geçti seneler, mevsim devirdi güzü
Yürüdük yorgun argın, hani yokuşun düzü
Umuduyla anılar, mahzeninde beklesin ------İbrahim Kurt
Naime hanım şiiri anlamak yada şiirden bir parça ben bulmak ,şairi anlamak gibi değildir ,o kadar içten ve o kadar yürekten bir duygu şiiri okuyunca dilimden bir dörtlük döküldü kabul buyur .
Her yereğin bir mahzeni var , her mahzenin bir de arşivi var ,tozlu rafları da olsa da içinde nice güzellikler saklar ,yine çok anlamlı duygu seli misali bir şiirdi ,sizi ve şiirinizi kutluyorum saygılar sunuyorum .
Ağır işçisiydim zor dünlerin
İğneyle kuyu kazılan günlerin
Ahtım olsun
Teyelleyeceğim hepsini birbirine
Kilitleyeceğim anılar mahzenine
Onca yükü taşırım da gücüm yettiğince
Bir tek ağır söze dayanamam
Dayanamam işte…
Bazen iste küçücük bir söz bile ağır gelir insana..taşıyamaz olur..
Kaleminiz, yüreğinize sağlık Naime Hocam..Yine hoş bir şiir okudum kaleminizden..
Saygı ve sevgilerimle
Hayat'ın tüm ağırlığı taşınıyorda ağır söz taşınamıyor,çok güzeldi anlamlıydı Naime hanım,sizi içtenlikle kutluyor eserinizi listeme alıyorum.Sevgiyle
özlemin yoğunlaştğı mısraların şairesi hocamı yürekten kutluyor +ant+10 puanımı bırkıyorum sayılarımla.
Dayanılmazlığın en demlenmiş saatlerinde yazıyorum yine.
Çok uzun zaman oldu sanırım,
Yüreğimin kurak şehirlerinde,
Bu yağmursuz zamanların,
Kaldırım taşlarını adımlama hüküm giyeli...
Şimdi, huzura inat üşüyorum bu şehirde,
Daha bir yorgun, daha bir kederli
Üstümden akıp giden zaman!
Her şey bir yana da,
Yokluğun beni kış gibi vuran!
Neyi, nasıl anlatsam ki sana?
Şimdi bu dünyaya bile fazla geldiğimi düşünür,
Hak etmediğim acıların, derin yaralarıyla sızlar.
Üzerime yıkılanların, ağırlığı altında ezilirken!
Bir sürü neden ve
Bir sürü saçma sapan bahanelerle
Kırılmışken zalim kalemim ellerimde!
Ben bu fırtınalı denizde,
Senin mücadeleni verirken,
Gemiden ilk ayrılanın sen olacağını da,
Düşünmemiştim hiç!
Sen sustun, hicranım büyüdü!
Ben sustum, sen hep başkalarına mı konuştun!
Çok düşündüm,
Neyin bedeliydi bana ödettiğin?
Ne yapmıştım ki, ben sana?
Giden, mücadele etmeyen sen miydin?
Söyle şimdi bana,
Nasıl anlatayım, yüreğimin derin acısını sana?
Bir ömür boyu hapsolduğum,
Sevdamın zindanlarından,
Nasıl sesleneyim ki sana?
Ey sevgili!
Canımın yangınlarıdır,
Acıyla kıvranıp, sonsuzluğa gebe olan!
Ey can yarım!
Sen miydin, hiç düşünmeden kalemi kıran?
Senin için,
Neleri feda edeceğimi,
Hiç mi bilemedin?
Ey yüreğimin nazlı sızısı!
Sen hiç bilemeyeceksin!
Bir ilkbahar günü gönlümde bulmuşken seni,
Beni nasıl, kış denen zemheri ayazlarına
Zincirlenmiş vakitlere hapsettiğini...
Ey kırık ezgilerimin şahı!
Sen söyle şimdi,
Yüreğimdeki bu kor soğukluğu,
Nereye, nereme sığdırsam?
Ben ki, sensiz bu dünyanın
Hangi coğrafyasına sığsam?
Duygularımın yeşermeyecek asmalarına tutunup,
Her gece gözlerim buğulanırken,
Hep fısıltılarla mı seslensem sana?
Ey yüreğimin kayıp kuzusu!
Senin tüm mevsimsizliğine rağmen,
Direnmeye mi çalışsam, yokluğuna?
Çağıl çağıl akan nehirler gibi hıçkırırcasına,
En hızlı yağan yağmurların takipçisi oldu gözlerim!
Hala gözlerimde taze kalan bir nem,
Hala söylemekten bıkmadığım,
Hazin bir beste oldun anladığın! 24.12.’07
Bağışlamayı kan bağışı gibi en zor zamana bırakmak aşktan olmamalı!
Sevenin bağışlaması, o ölümlü aşığı yeniden hayata döndürmesi gibi değil midir?
“Affetmek!”
Rabbim’in en ince özelliğine yakın olmaktır oysa...
Neden dua ederiz?
Neden Rabbimize sığınır, O’nun Yüce Kudretinden af dileriz?
Oysa bağışlanması gerekenleri bağışlamak, kan bağışı değil de, can bağışı gibi değil midir?
Bu günü, “Naime günü” ilan etmiştim ama...
Şiirine övgülerimi, yüreğine sevgilerimi bırakarak ve şiirini de alarak gidiyorum...
Daha nicelerine inşaAllah...
Her daim,
Sevgim ve fiddareyn saadetler duam Sultanımadır, bilesin...
Sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta