Hiçbir saat çalamadı sana aşık olduğum anı...
Sonsuzluktu o...
Belki doğmadan önceki birkaç saat...
Sen...
Ruhunun ikizini bulamayan sevdiğim...
Er geç bana döneceksin...
Seninle sensizlik bu olsa gerek...
Yağmur damlaları camları ıslatırken
Bembeyaz kağıtları doldurmak şiirlerle...
Bomboş odada yapayalnız oturmak
Beni sevdiğini bilmek
Ama sensiz olmak
İşte uzaklardasın, bensiz diyarlardasın
Korkma hayalin benimle, yanımdaymışsın gibi
davranıyorum günlerdir
Anılar gölge misali aklımda
Sen hiç gitmedin ki...
-II-
Kapkara bir gecenin sis kokan vakitlerinde
Sevdim seni...
Dar zamanlara kocaman bir aşkı
Sığdırmak istedim...
Anlamadın, peşinde dolanıp durduğum saatlerde
Gülüşümde açan ebemkuşağı renkli sevgiyi...
Yine bir gece...
Ve ben yine bir yıldıza bakıyorum
Çok uzaksın, biliyorum
Ama yıldızınla kalbimdesin,
Aslında çok yakınsın, işte...
Çok farklısın diğerlerinden,
Duş alsam mı acaba?
Çikolata renkli simitçiler geçerken
İçim üşür hep...
Dünyadaki bütün simitlere küsüm...
Sabahın dokuzunda çiikolata renkli simitçiler geçerken
Aklımda aynı soru:
Lambalar yanmaz olur bir an sonra
Sevgilinin elini sımsıkı tutan el açılır
Dönüp bakarsın, uçsuz bucaksız bir yol uzanır...
Yüreğinde bir burukluk, çaresiz ilerlersin karanlıkta...
Gönlündekinden uzaklaştıkça daha da kararır yollar
Sensiz sokaklara alışırım elbet
Çaresiz anılara sarılırım
Dost yapraklar avutur, evet..
Ya da geçmişin üstünü örterim.
Belki de rüzgarla kardeş olur
Çok uzaklara giderim...
Gri kaldırımlarda kare kare taşlar
Yalnız kaldırımlar yağmuru dinliyor...
Pencereler bile kapalı yas tutarcasına
Sanki yine haykırıyorsun bana
Sessizliği bir kulaklarımdaki haykırışların bozuyor
Bir de gökgürültüsü...
Uçurtmalar uçururduk o zamanlar
En deli rüzgarı beklerdik...
Sen hep daha yükseklere,
En yükseklere uçururdun...
Kıskanırdım o an...
Uçurtman gibi gözün de yükseklerdeydi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!