Kömür rengi esmer tenin,
Şafaksın gülerken, uyurken gecesin
Gelirken gider gibisin…
Yaz sıcağında güneş, ansısızın yağan yağmur
Sen bilinmez bir mevsimsin…
Derinlere dalıp gidensin,deryasın,denizsin…
Damlalar yere dokunduğu vakit,
Hilesiz, saf ve bereket dolu,
Toprakların kavuşma günü,
Kalplerinse ayrılık…
Yağmurlar yazar hep ayrılık mısralarını nedense,
Yağmurlara denk gelir,ilk buluşma ve elvedalar,
Bekle beni beyaz gemi !
Bırakma beni bu kıyılarda,
Sakın unutma beni
Küser yüreğim
Uğramaz limanlara.
Al götür beni beyaz gemi!
Sen görmedin beni o karanlıkta,
Sabaha karşı üç buçuktu,
Sokağının bir ucunda
Duvarların arkasına saklandım,
Sıkışan kalbimi
Rüyalar hükümsüzdür
Sen yoksan derin uykularda,
Uyanmak lüzumsuzdur
Sensiz sabahlara,
Oysa ki izi var
Siyah gözlerinin
Dumanlar süzüldü, karıştı bulutlara,
Al beyaz çatılardan
Gece inerken kara kara
Sıcacık bir yuva, içinde bir soba
Kar düştü bahçe duvarına.
Sabah açarım gözümü,
İçine bakarsın duvarda ters ters,
Dediğini de anlamam ,
Gevezelik eder durursun
Oh ne ala sana hayat,
“Tik tak tak, tak tak tak” .
Nemli bir İstanbul sabahı
Seninle güzeldi güneş dolu sokaklar.
Göğsümüzde çırpınıyor deniz
Dört yanımız rengârenk,
Rengârenk dört duvar.
Köşe başında çiçekçiler,
Güneş vururdu penceremize,
Sabah ayazı bitmezdi
Üşürdün,
Ben örterdim üzerini
Sen uyurdun ben beklerdim
Tuz buz etme aşkımı,
Sımsıkı tut
Senle kalsın.
Çiçek konmamış
Bir vazo misali içine,
Kırılmasın, bomboş kalsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!