Şehirler dolusu anıyı beraberimizde götürüyoruz
Yok ki bir yolculuk yeni baştan bir hayat sunmaz bize
Kaçmanın yok yolu uslandıkça ağırlaşan bedenlerimizden
Tutmuş bir boyun ağrısıyla koşuyoruz
Asfalta sürten gözbebeklerimizden aşağı
Özlem
Yıldızlar kaplı bir tarlanın hasadından dönüyoruz
Yüreğimize ektiğimiz yıldırımlardan biçtiğimiz anız yangınları
Terli bir avuç, ayrık otlarından taşan ceplerimiz
Elde kalan çopurlu bir yüreğin tiksintisi heves etmeye
İnmiş ayaklarımız ucuna
Gözlerimizde tekrar sevmenin yeşerteceği bir orman tohumu
Çatlar yarılır yerkabuğu gibi
ve kadar sert ve hırçın
Atlarımız şimdi daha hızlı eskisinden, daha çirkin
Çünkü dörtnala altımızda bu kez atlar
Göğün lanetli ayaklarından ılgıt ılgıt akan mayasıl
Sızımıza dolar
Doldurur acıtarak, çatlayan yaralarımızı
Kanın kokusunu ekran başlarındaki gözlerimizle alıyoruz
Unuttuk peynir rüyalarını yağmurlu bir uyanış sonrası
Evlerdeki keşmekeş, kara sevdalar, sakladığımız cinayetler
Artık bir çam poleni gibi uçuşur üzerimize çocukluğumuzdan
Mıhlanıp kaldığımız göğsümüze ılgım salgım bir yumuşaklık katan
Bizi kaskatı okyanuslara batıran dilsiz âmâ
ve kendimizden bihaber suç ortaklığımız
Kayıt Tarihi : 28.5.2025 14:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!