Saçaklardan sarkan buzların erimeye başlamasıyla birlikte, kışın son günleri içinde olduğumuz hissine kapılırdık. Ertesi gün uyanıpta
Pencereden bakınca, dizboyu karla yanıldığımızı anlardık. Saatlerce
Oynanan kartopu ve oyunlardan sonra, uyuşan ellerimizi ısıttığımız
Sobanın közünde pişirdiğimiz ekmeğe sürdüğümüz margarin ve peynirin lezzeti unutamadığımız tatların ve aldığımız kiloların en büyük sebebiydi. Arkasından televizyonda açıklanan, İstanbul valiliğince eğitime 3 gün ara verildi anonsu, tüm öğrencileri sevince
boğardı. Tatilimizi derse değilde, karla oynanan oyunların bedelini
soğukalgınlığı ve ateşle öderdik. Bunun en büyük sıkıntısını ise rahmetli annem çekerdi.
- Hayırlısıyla bir bahar gelse. Diye bize hayıflanırdı.
Kışın tüm zorluklarını atlatma zamanı gelince, içimizi bir bahar sevinci kaplardı. Soba borularının temizleniyor olması, kışın son
günlerinin olduğunun habercisiydi. Baharla birlikte mahalle
bakkalımız hacı dayının bakkalının önünde içtiğimiz çamlıca gazoz
ve kaymaklı bisküviler anılarımızın en renkli bölümleriydi.
Hacı dayı demişken, bahçesinde yetiştirdiği sebzelerden söz etmeden
geçmek istemiyorum. Komşularımız gelip, geçerken sebeplenirdi.
Bizim tercihimiz ise kabak çiçeklerinden yana olurdu. Turuncu kabak
Çiçeklerini toplayan annem yaptığı dolmada, su yerine süt kullanırdı.
Süt lezzetine, lezzet katardı. Seneler önce tattığımız, bu lezzetle bir
davette karşılaşmam beni 29 yıl öncesine götürmüştü.
Bu vesileyle hacı dayı’yada Allah’tan rahmet diliyorum.
Kayıt Tarihi : 23.10.2013 14:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!