Sisten çalışmayan vapur sirenlerinin duyulduğu mahallemizde, akşam ezanı
vakti elimden tutan annemle birlikte merdiven silmeye giderdik. Duvarlara
yazı yazan sakallı ağabeylerin yanından onlara baktığımızı hissettirmeden
hızlıca geçerdik. Çalışan anneme arkadaşlık eder, yanında beklerdim.
Oniki daireli binanın her katında, farklı bir dünya ve farklı yemek kokuları
vardı. Orta kattaki biber dolmasının kokusu elbette en güzeliydi.
Ben aydınlatma düğmesinin yanında bekler, ışık söndükçe düğmeye
basardım. Benim için oyun olan bu işlem, annem için bir kolaylıktı.
Giriş kata geldiğimizde kapıyı açan teyze, acımaklı bakışlar ve üzgün ses
tonuyla;
- Kızım çocuğu bize gönder üşümesin. derdi. Çilekeş annem ise,
- İşim bitti sağol abla derken, gözleri dolar ve – üşüdün mü yavrum?
diye sorardı. Bende üşüyen ve su çeken ayakkabılarıma rağmen
- ‘’Yoo üşümedim anne’’ derdim.
Tabi annem bunun farkındaydı. Çünkü bende onun üşüdüğünü fark ediyordum.
İşimiz bitince sakallı ağabeylerin arasından bacalardan çıkan kömür kokuları
İle birlikte evimize dönerdik. Yolda karşılaştığımız mahalle kasabının elinde
birkaç at ile birlikte karşılaşmıştık. – Kızım iştenmi diye anneme sorarken,
aynı zamanda yanındaki atlarada bir açıklama getirerek ‘ Bunlar bir arkadaşın
bana emanet etti.’ demişti. Bellikli bir söylentiye mahal vermek istemiyordu.
Annem hemen sobayı yakar, arkasından bir çay ve kahvaltı hazırlardı.
Tek odalı gecekondumuz bize adeta saray gibiydi. Ertesi gün uyandığımızda
Arkadaşlarla birlikte sigorta evlerinin arasından, Marmara üniversitesi kampüsüne gider, çocukların saray diye tabir ettiği yıkıntıların arasında oyun
oynardık. 50 kuruşa aldığım oyuncak gözlüğü, oyun olsun diye kampüsdeki
kumlara gömerdim. Daha sonrada bulamazdım. Annem bana kızar, arkadaşlar
ise gülerdi. Eve dönerken üzüntü ve dikkatsizlikle alnımı çarptığım elektrik
direği kafamı yaralar ve biz kanamayı durdurmaya çalışırdık. Bahçemize
döndüğümüzde komşular geçmiş olsun, Ne oldu? derken; Kurşun döktürmemizi
tembihlerdi. Kurşun döken adını hatırlayamadım teyze nazar olduğunu söyler ve giderdi.
‘ Devamı gelecek’
Kayıt Tarihi : 7.10.2013 15:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!