sonbahardan kışa geçerken, yoksulluğun zirvesinde bir güne daha Merhaba diyorduk.Ben 6 yaşında, abim 8 yaşındaydı. Çaresizlikten ne yapacağını bilmeyen annemin vücudunda stresten kan çibanları çıkmış ve yüreğinin kan ağladığı yüzünden okunuyordu. Derme çatma gecekondumuzun kapısı alışkın olmadığımız bir nezaket ile tıklandığında. Meraklı gözlerle kapıyı açmıştık. Kapının önünde mahalleden tanıdık olan şavgı dayı ve yanında bir beyefendi vardı. Şavgı dayı hayırlı sabahlar kızım dedikten sonra hemen konuya girdi.
_ Kızım beyefendi, kahvehane ye geldi. Yardım etmek istiyormuş. Bende size getirdim. Dedi.
Beyefendide dikkatlice bize baktıktan sonra,
_ Kızım ben 1-2 saate kadar geleceğim, özellikle ihtiyacınız olan bir isteğiniz varmı? Diye sordu. Annem,
_ Sağolun beyefendi, eksik olmayın.dedi. Şavgı dayı ve beyefendi gitmişti. Şavg ı dayı pala bıyıklı, Babacan biri. Beyefendide ticarethanelerde asılı olan "peşin satan, veresiye satan" tablosunda peşin satanın tasvir edildiği görünümlü kişi gibiydi. 1-2 saat geçtikten sonra kapımızın önüne bir pikap yanaşmıştı. Araçtan ilk önce mavi renkli bir buzdolabı, sonra koliler indi. Beyefendi sadece zaruri ihtiyaçları değil, okuma yazma bilen olmamasına rağmen günlük gazete bile almıştı. Zarfla bir miktar harçlık bıraktıktan sonra, büyük bir huzurla ayrılırken; _ Kızım bir ihtiyacınız olursa, şavgı Bey'e bildirin. Diye tembihlemişti.
3-4 hafta sonra mahallenin çocukları koşarak ve bey geliyor, bey geliyor diye bağırarak bizim bahçeye doluşmuşlardı. Beyefendi önüne çıkan çocuklara harçlıklar dağıtarak, bizede emanetlerini teslim ettikten sonra gitmişti. Adını dahi bilmediğimiz Bey'in katkılarıyla kendimizi biraz toparlamştık. Bu vesileyle annem sigorta evleri olarak bildiğimiz binalardan bir kaç tanesiyle temizlik yapmak için anlaşmıştı. Bizim hayata tutunmak için verdiğimiz mücadeleyi gören beyefendi ise insanlığını ve sağladığı imkanları tahminimce başka ihtiyaç sahiplerine yönlendirmesi yokluğun ve yoksulluğun ne olduğunu bilen bana büyük mutluluk veriyordu.
6 yaşında yani 34 yıl önce bu katkıları sağlayan beyefendi ve vesile olan şavgı dayıya teşekkür ediyorum. Eğer yaşıyorlarsa Selamet diliyor, rahmetli oldularsa kabirlerinin nurla dolmasını yüce yaratıcıdan diliyorum.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta