Anı 1 Şiiri - Ahmet Güven

Ahmet Güven
77

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Anı 1

ANI

Anılar genellekli hasret gidermek içindir.Bazen dost sohbetlerinde söz vaktinde açılır. Sevdiklerimize dahir hatıraları dile getiririz.’’Gavur Mahallesi’’ kitabında Mıgırdiç Magrosyan bu dünyadan göçüp giden sevdikleri için’’istedim ki hatıraları birazda bu satırlarda yaşasın’’ diyor ya, ben de öyle istedim.Artık toprak olan sevdiklerimin hatıralarıyla biraz hasret gidermek için.

Hayatımda bir kere oruç tuttum ve ebemin (anne annemin) balını çaldım.Aleviler’de Şubat’ın 12 ile 15’ i arasında üç günlük Hızır orucu tutulur.Aynı zamanda 14 Şubat yıl başı sayılır.

Obanın çocuklarına uydum. Ebem ‘’sen dayanamazsın’’ falan dediyse de aldırmadım.
‘’tutacağım’’ dedim.Gerçi açlığa dayanamazdım ama kararlıydım.

Sabah erkenden kalktım gittim.Ebem de kapıyı kitledi gitti.Arkadaşlarımla kar topu oynuyoruz, karda kayıyoruz derken öğlenleyin acıktım.Hızır orucu zor.Sahura kalkmak yok.Gün batımından gün batımına.

Dayanacak gibi değilim.Kapı kilitli.Kilit eski bir demirçelik kilidi.Uzun anahtarıyla yukardan bastırarak açılıyor.Ben önceden bir ara kilitle oynarken bir tırnağını kırmıştım.Onun için kolay açılıyordu.Ebemin bu durumdan haberi yoktu.

Aklıma kilidi açıp ebemin balından çalmak geldi.Satıla koyup yüklüğün altında saklamıştı.Balda karakovan balı yedi derde derman.Hep çiçek özü hiç şeker yok.
Ebem kıtlık görmüş bir kadındı.Canımız istedi diye bir dürüm yapıp verecek gibi değildi.Uzaklardan hatırı sayılır bir misafir gelirse, tabakta misafire ikram ederdi.
Onun tabağında kalanı bize verirdi. Misafir de çok şükür tabağı silip süpürürdü.Göz hakkımı neyse artık ebem ekmeğe sürer bizim de ağzımız tatlanmış olurdu.

Kilidi bir metalla bastırarak açtım.İçeri girdim, açık yufka ekmekle iki dürüm yaptım.
Halis süzme bal.Kışın ortasında, insanın ağzının içine çiçek kokusu yayılıyor.Yakayı ele vermeden çıktım.Kapıyı tekrar kitledim.Dürümlerimi bir güzel yedim.

İkindiye doğru arkadaşlarım epeyce perişan oldular.Ben kendi havamdayım.Oynuyorum dalga geçiyorum.Daha ilk okulun ortalarındayız.İçlerinden en küçüğü de benim.

Ebem gitmiş bakkaldan lokum ve bisküvi almış.Gün batımına doğru teyzemlerde toplandık.Tabi yaşlılar oruç tutmuyor.Biz çocuklar tutuyoruz.Hatta bir sevdiğine oruç hediye edilebiliniyor.

Dedem ve ebem beni neşeli ve açlığı takmayan halimi görünce seviniyorlar.Ebem iki de bir teyzeme beni göstererek ‘’ben buna kurban olam,akşamda bişey yemedi,yese de yemese de hiç fark etmiyor, ne dirençli’’deyip duruyor.

Teyzemin çocukları perişan olmuş, her biri bir tarafa düşmüş.Neyse sıcak süt,lokum ve bisküvi geldi.Orucumuzu açacağız.Ben de lokumu bisküvilerin arasına koyup yemeği çok severim ama yiyemiyorum.Bal beni kesmiş.Teyzemin çocukları felaket yiyorlar.Bu arada dedem ve ebemin beni övmeleri devam ediyor.

Yemekten sonra torunlar olarak dedemin ve ebemin ellerini öptük.Dedem bana bir düve (inek olacak dana) verdi.Yanaklarımdam öptü.Ödülümü aldım.

Yıllar sonra dedeme takılırdım, ‘’dede bir gün oruç tutum, ebemin balını çaldım,ama sen bana düveyi verdin’’derdim.
O da ‘’oğluma düve de,bal da helal olsun’’der gülerdi.

Ahmet Güven
Kayıt Tarihi : 15.2.2007 17:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meliha Yüceaktaş
    Meliha Yüceaktaş

    şimdi ki gibi çıkolatalar,değişik şekerlemeler yoktu bizim çocukluğumuzda.

    en güzel tatlı, adını .

    ''' astvalt'' koyduğumuz lokum ve bisküvi idi.

    astvalt olması demek lokumun oldukça düzgün ezilip iki büskivi arasında potluk yapmaması demekti

    kaç ezan beklemişimdir elimde lokum ve bisküviden yapılmış astvaltla.

    hala severim yokluk günlerinin çocuk tatlısını ama eski tadı yok sanki .

    çocukluğuma gittim .

    teşekkürler...

    Cevap Yaz
  • Recep Uslu
    Recep Uslu

    Ne güzel...anılar insanların canlı kalmalarını sağlıyor, geçmişe ışık tutuyor, geleceği aydınlatıyor. Anlatımın çok hoş, sürükleyici ve ders verici...şiirlerin kadar etkileyici...tebrikler.
    Recep Uslu

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ahmet Güven