Çok uğraşıp kurduğun şu hayat
Bir şamar gibi inerse yüzüne sille tokat
Gerçeğin en büyük şakası ise yaşamak
Yalanmış takvimlerde saydığın ömür
Sevdiğin kadınlar
Her gün kalkıp günaydın dediğin annen, baban
akan kan değil şeffaf bir yağmur üzerime
ölümsüzlüğü getirecek neredeyse
acıların kendini aşıp gitmesi
deniz maviliğinde akrep kıskanç
yankılanan değil sadece zümrütün parıltıları
anladım pes etmeyecek bu düşünce evrimi
Aslında kim onlar?
Benim kadar anlar hayatın değerini
İdamına son günü kalmış biri mi,
Veya kurşunla savaşa giden bir diri mi,
Ya da mezarında ince bir fanus içinde gezinerek
Özler mi ölü benim kadar yaşamak aklına gelince...
hiçbir şey yapma sakın
öylesine bekler gibi aceleyle
beyaz Kenarları hırpalanmış
bir papatya elinde,
Bir bardak suyla ıslat kelimeleri,
koyu kırmızı kiremit renginde ağla bir zaman.
Sonsuza kadar isyan edemezmişsin
Bunu öğrendim
Devamlı mutlu veya mutsuz olamazmışsın
Hep gülüp hep ağlayamazmış insan
Cesur olmanın bir sonu varmış
Hep de korkak yaşanmazmış
akan kan değil şeffaf bir yağmur üzerime
ölümsüzlüğü getirecek neredeyse
acıların kendini aşıp gitmesi
deniz maviliğinde yengeç kıskanç
yankılanan değil sadece zümrüdün parıltıları
anladım pes etmeyecek bu düşünce evrimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!