Akşamla birlikte mor dağların mor hüzünleri
inerdi yüzüne
sözün gölgesi vurduğunda bakışlarına
bilirsin bizim oralara erken iner akşamlar
seni hep at üzerinde koştururken hayal ederdim
ufuk çizgisinde kaybolurdun
güneşe bakamazdım
günün en sıcak saatlerinde
cevizliğin oralara giderdim
hani bana
Andersen masalları anlattığın o ağaçların altına
beni edebiyata bulaştırdığın
aşkımızın şahidi
o serin efil efil esintleri ve sessizliğiyle
bizim sığınağımız olan
anılarımızın şahidi gözdesi o yerlerde ikimiz de çok çok mutlu olurduk
ceviz ağaçları
gün batımlarından sonraları dönerdik eve
ev halkının bizi her yerde arayıp ta bulamadığı o akşamlarda artık bizim için hiç bir şeyin önemi olmazdı
bir gün analığın dedi ki
gıız sen bu oğlana aşıhsın heral
onun o çakır bakışlarına hedef olmaktan çekinir avluya koşardım
gittiğin günü hatırlıyorum
çok ağlamıştın
babanın annene sözü vardı
seni şehirde yüksek mekteplerde okutacaktı
çok geçmedi ardından ben de gittim
bir daha ne haberleştik ne köye dönüp karşılaştık
taa ki
iki öğretmen olarak
Rize'deki bir okulda öğretmenler odasında karşılaşıncaya dek
10/Mayıs/2012/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 10.5.2012 19:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sayın hocam yukardaki şiirsel öyküyü bir öğrencim yazmıştı ilgimi çekti sizinle paylaşmak istedim. Ben bir kanaat geliştiremedim, değer verdiğim yorumunuzla takdiriniz nedir onu öğrenmenin telaşıyla size bu satırları yazıyorum saygıyla... devam edecek

Yaşamın herhangi bir kesitinden...Öykülerimizden.
Yolcukuklardan..Otogar ayrılıklarından,dinlenme molalarından...
Ama bir şekilde ayrılklardan,karşılaşmalardan...
Çok güzeldi.
Kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (2)