Duyguların bulanıp, düşüncelerin çarpıklaşmasın,
Yaşamın Cehenneme benzeyip denkleşmesin…
…
Arzuladığın sesler kesik kesik gelebilir,
Umutsuzluk denizin yeisle dalgalanabilir,
Nağmelerin bile alerjik olabilir,
Bam telin kopabilir, mızrabın da kırılabilir...
…
Dünkü huzur gürleyen doygun sinelerden,
Arı kovanlarındaki bal petekleri gibi
Lezzetlerin dile, damağa aktığı,
Sohbet meclislerinden de eser olmayabilir…
O ses ve o solukların kuş yuvaları gibi
Sımsıcak cıvıl cıvıl evlerin yerinde bu gün,
Ürperten sessizlik, çıldırtan yalnızlık da olabilir…
…
İmana, ümide ve ebediyete açık dünyamız,
Güzelliklerin aksettiği, duygularımızın uyarıldığı,
Mana köklerimizin olduğunu unutmayalım…
…
Gözlerimizi kapatıp dünyayı basiretimizle süzsek,
Mışıldayan sular, üfül üfül esen meltemler,
Gözlerimizi dolduran renkler ve ışıklar
Kokularda burcu burcu enfes musikileri dinleriz.
…
İman, sevgi, aşk ve ruhanî zevklerimiz,
Hatırlarımızdan ebediyen silinmeyecek,
Şuuraltı mahzenlerimiz odaları silme,
Uhrevî mutlulukların nüveleriyle doludur…
…
Ukbâ perde aralıklı ve zaman üstü lâhzalarda,
Ötelerin tül tül renk ve güzellikleriyle,
Tasavvurlarımızı aşan varidat tufanıyla sırılsıklamız.
…
Ayrı bir dalga boyuyla gelen varlık ötesi ışıklar
Ruhumuzu sarar ve gönül gözlerimizi
Ötelerin güzelliklerine çevirtir…
Ebediyetle irtibatlı duygularımıza
Sonsuzun büyülü iksirlerinden içirtir…
…
Endişelerimizi yatıştırır, korkularımızı giderir,
Fena ve zeval düşüncesiyle gelen şokları kırar,
Sinelerimizde birer ferahlık esmeye başlar…
…
Her yer gölgelenip kül rengini alabilir…
Kopukluklar ve burukluklar yaşanabilir…
Bunlar katiyen kalıcı değillerdir…
İrade boşluklarımız alınıp, yeniden ihya edilebiliriz.
…
Vicdanını dinleyebilen herkes; gizli âlemlerin
Fısıltı ve işaretleri dinleyip anlayabilir…
Ruhunun derinlikleri ve vicdanın katmanlarında,
Harfsiz, kelimesiz açık olarak dinleyip anlayabilir.
…
Dünya döner, asırlar değişir, zaman başkalaşır,
Hâdiseler renkten renge girerek şakalaşır,
İnsanın iç âlemindeki zenginlik ile,
Bu nizam hiçbir zaman değişmez…
…
Güzelliklerin, göz ve gönüllere nasıl sindiğini,
Ruhlara nasıl nüfuz ettiğini,
Bakış zaviyelerimizi yönlendirdiğini görür,
Varlık ötesi âlemlerin müşahidi olup çıkarız…
…
Halis Allah kulları için dünya,
Rüya ülkesi derinliğinde cennet köşkü
Şefkat ve asudeliği rıza ikliminin büyüleriyle tüllenir.
…
Dünyanın hayat ve maneviyat zenginliğine,
Yıldızlar, sema ve ukbâ ise ancak bir aksesuar sayılır…
…
İsk.-220710
Kayıt Tarihi : 22.7.2010 19:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!