Kul Nesimî'nin gazeline tahmis (1)
Geçmişte güzel günleri şadmân bilir ancak
Kan rengini bir çeşme-i giryân bilir ancak
Göç kahrini kalbimdeki mihmân bilir ancak
'Cânânı benim sevdiğimi cân bilir ancak
Gönlüm dileğin dünyada canân bilir ancak.' (1)
Sezdim feleğin boş yere döndürdüğü çarkı
Mü'minleri yoldan çıkaran bir sürü halkı
Birçok seneler sonrası gördümsede farkı
'Bildim hem akl ile hem ilm ile Hakkı
Bildim onu şöyle ki Kur'ân bilir ancak.' (1)
Aşk âlemi dünyâda büyük fark olagörsün
Gurbette kalan dostları hep kolkola görsün
Sevdâlıların gözleri bardak dolu görsün
'Kim aşk denizinden de dalıp gark olagörsün
Bu aşk denizinin bahrini ummân bilir ancak.' (1)
Şûh'un bize gösterdiği dans öyle oyun ki
Farzet bu kadehlerde duran kırmızı hûn ki
Akşam dolaşıp raks edenin cilvesi bâkî
'Ey sâki getir devr ayağın toz ile sun ki
Bu devr-ayağın devrini devrân bilir ancak.' (1)
Bir başkasının rızkını kul sehm edemez
Mevtin gelişinden sakınıp vehm edemez
Manzumları Mehmet gibi tıfl şehm edemez
'Hiç kimse Nesimî sözünü fehm edemez
Bu kuş dilidir bunu Süleymân bilir ancak.' (1)
Şadmân = mesrûr, neş'eli kimse
Çeşme-i giryân = ağlayan göz
Mihmân = konuk
Gark = boğulmak
Bahr = deniz
Şûh = neş'eli ve oynak kadın
Hûn = kan
Raks = oyun
Devr ayağın = dolaşan ayağın
Devr-ayağın şarap kadehinin
Sehm = paylaşmak
Vehm = kuruntu
Tıfl = küçük çocuk
Şehm = becermek
Fehm = anlamak
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
/ / . . / / . . / / . . / /
Mehmet Fatin BakiKayıt Tarihi : 26.6.2010 13:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!