İsli ocaklarda yanmış elleri
Anamı gördüm sabahın köründe
Una batmış yanakları yüzleri
Anamı gördüm sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Ne bakkalı bilir nede çarşıyı
Sabah erken kalkıp yakar fırını
Unu eler ekmek yapar hamuru
Anamı gördüm sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Odur evimizin aşı ekmeği
Bilir çuvaldızla çuval dikmeyi
Boz düveden yese bile tepmeyi
İnek sağar ilk sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Emeğiyle lezzetlidir aşları
Alevlerden ütülenir kaşları
Boncuk olup akar gözden yaşları
Anamı gördüm sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Gece yarısında kalkar işine
Ağrı sancı girmez onun dişine
Takılırım sabah bende peşine
Anamı gördüm sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Tarhana çorbası konur sofraya
Gerek duymaz acı söze tafraya
Elinde pişirgeç, senit oklava
Anamı gördüm sabahın köründe
Bekler cennet kapısının önünde
Yazdan hazır eder kara kışlığı
Ne açlığı bilir nede kıtlığı
Toz içinde peştamalı içliği
Anamı gördüm sabahın ilkinde
Bekler cennet kapısının önünde
Anaların hakkı çoktur ödenmez
Nurlu ışık yüreğinden hiç sönmez
Gözlerinde cennet saklı görünmez
Anamı gördüm sabahın ilkinde
Bekler cennet kapısının önünde.
Kayıt Tarihi : 22.12.2008 15:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)