Ben ömrümce Anamı çok sevdim.
Anamı çok sevdim ama babamı bir başka sevdim.
Anamı her gün kucaklayıp severken, babamı Ramazan ve kurban bayramlarında elini öperken ve her an içimden sevdim.
“Seni seviyorum baba” diyemeden ama yürekten sevdim.
O benim Cüneyt Arkın, Kartal Tibet, Eşref Kolçak’ a benzettiğim, ömrümce dürüstlüğünü, doğruluğunu, çalışkanlığını, sadakatini, vefasını, büyüklere saygısını, küçüklere sevgisini, kimseyi incitmememesini, karıncayı incitmeyip, bir tavuk bile kesememesini örnek aldığım Canım babam...
Evet ben anamı çok sevdim ama babamı çok başka sevdim.
Ben babamın anama sevdasını, anama “Hadiceee” demesini sevdim,
Ben onun ormana, hayvana, çiçeğe, böceğe sevdasını sevdim,
Ben onun koşar gibi yürümesini, köpeğin bile onun peşinden koşmaktan pes etmesini sevdim, Köydeyken çayda ya da denizde, ben onun yüzme stilini sevdim.
Ben onun ömrünce beş vakit namaz kılmasını, hocadan önce Cami-i‘ ye gitmesini, bazen de çok erken gidip, geri gelmesini,
Her vakit aynı yerde saf tutmasını, her namazda ter içinde kalmasını sevdim.
Ben, babamın her sahura seladan önce kalkmasını,
şehriyeli bulgur aşı ve bulamaç istemesini,
iftar sofrasında heyecanla ezanı beklemesini,
iftardan sonra teravih namazı için heyecanlanmasını sevdim.
Zaten iki bayram bilen babamın arefe ve bayram günü heyecan ve mutluluğunu yaşamasını,
çocuklar gibi sevinçli ve mutlu olmasını sevdim.
Ben babamın ağlayanla ağlamasını, gülenle gülmesini,
Sert görünmesinin ardında yumuşacık sevgi dolu yüreğini sevdim,
İyi ve kötü günlerde herkesin yanında olmasını,
dilindeki en kötü kelimenin olan “Allah ala seni” cümlesini sevdim,
Bu cümlesine bile üzülen eniştemin altı ay babama küsmesini sevdim,
Dünya malında gözü olmamasını, bize önce adam olmayı,
Adam olmanın herşey olmaktan daha önemli olduğunu öğretmesini,
Fabrikada ve sanayide bir işçi olmasına ve bir haksızlık karşısında işten ayrıldığında çok kez patronlarının eve gelip özür dileyip onu tekrar götürmelerini sevdim.
Ben anamı sevdim ama babamı bir başka sevdim,
Onun hiç bir kötü alışkanlığının olmayışını,
Bu anlam da da herkese örnek oluşunu sevdim,
Tanıyan herkesin onun için “Allah adamı” demesini sevdim,
O'nun babam oluşuyla gururlanmayı sevdim,
Ben, babamın dayanılmaz acılar çektiren zona hastalığının acısına şükür etmesini, üstüne Akciğer kanseri olduğunu bilmesine rağmen metanetini,
iki büyük acıya dayanmasını sevdim.
Ben, babamın köyünü çok sevmesini,
Küçücük bir bahçeli evinin olmasını istemesini ama olmazsa bari mezarının köyünde,
Meşe ağaçlarının altında olmasını çok istemesini sevdim.
Ben babamın son dileğinin kabul olmasını, bizi meşe ağaçlarının altında beklemesini çok sevdim.
Geleceğim babam, yanıbaşına geleceğim,
Mekânın cennet -i alâ olsun inşaAllahh 🤲
Kayıt Tarihi : 24.4.2024 08:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!