“ Anamas, Dumanlı, Başgölcük,Toka Yaylası
Güzeldir buraların havası
Başgölcük’tür Ali’nin Yaylası”
Eskiden Antalya yöresinde çok sivri sinek olduğu için zenginler yaylalara gider, maddi durumu pek iyi olmayanklar da sahilde deniz kenarlarında kalırdı.Yaylalara gidenlerin her şeyi yörük ağasından sorulurdu. Ödüllendirileceklere ödül, ceza verileceklere de cezalar yörük ağası tarafından kesilirdi.
Anamas Yaylası’na çıkan yörüklerde bir gün bir çocuğun yumurta çaldığı şikayeti ağanın kulağına kadar gelir. Ağa ahaliyi toplayarak mahkemesini kurar, Çocuğu onların huzuruna çıkarır ve kendince yargılamaya başlar. Çocuğa ne kadar sorduysa da niçin çaldın sorusuna cevap alamaz. Ağa kararını verir. Bu çocuk konuşmadığına göre yumurtarı bu çalmış hemen idam sehpasını kurun der.
Çocuk idam sehbasını görünce işin şakaya gelir tarafı olmadığını anlar.
Anasını sevmeyen evlat olmaz elbette ama can da tatlı
Ana mı? Can mı?
Çocuk ölçer,biçer tartar kafasında …Sorular sorular.. Karar vermek zor.
Bir tarafta onu 9 ay karnında taşıyan, bütün sıkıntılara katlanarak bu dünyaya getiren, onu gözü gibi bakan bir ana diğer tarafta da can.
Çocuk bi tercih yapacak ama nasıl?
Derin sessizlik olur bütün obada bir anda. Kimseden çıt çıkmaz. Aga bu şakası olmaz.Herkes bunun bilincinde.
Bu derin sessizlik çocuğun “anamı as” ağam demesiyle bozuldu.
Çocuk:
-Ağam bi dakika.Yumurtaları ben çaldım ama bu fikir benim değil anamın fikriydi.
Beni değil “anamı as”. “anamı as” der.
Ana şaşkın, oba şaşkın.
Ağa ise hayretler içinde kalır.
Bu olay bütün obayı derinden etkiler.
Bir anda yüzünde bir gülümseme oluşan ağa:
- “Anamas” Tabi ya bundan sonra bizim yaylanın adı Anamas Yaylası olsun der ve böylece yaylanın adı Anamas Yaylası kalır.
Ağa çocuğu ve anasını affeder.
Kayıt Tarihi : 15.1.2012 11:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!