Ve yüzü kızardığında okunmuştur diye aklından geçenler
Aklını sevdiğim bilebilseydi ancak çekinmediğinde değişirdi gerçekler
Ve biz,böyle gelmiş böyle gitmesin diye yırtarken kıçımızı
Ne denli ağırımıza giderse gitsin azdır geliyor,
bu korkaklığın kesmesi hızımızı
Ondan kork,bundan çekin, olama hiçbir zaman asla kendin
biz sıradaki gençliğimizi savmadan daha,
yaşamak isterken yeni sökmüş bir şafakta
Hadisene, hadiseniz
Evet,ağırımıza gidiyor;
korkaklık nöbetini yaşımız kemale erdiğinde bize devretmeniz…
Dünya kurulduğundan bu yana kaç defa değişmiş babam,değişmiş anam
Korkulan kefeni yırttığında, özgürlük galebe çalmış zorunluluğa
Ve insan devinimi yeni boyut sokuşturmuş doğanın yeknesaklığına
Bilseniz,bir bilebilseniz değil; egemenin korkusundan vazgeçebilmeniz
Yenilmek hiç problem değildi: Teslim olmamayı becerebilseydiniz
Ve siz olmadığınızda gelecekteki biz, işte; ne yazık o zaman, biz ümitleşiriz
Ve siz doğanın çevirim yeknesaklığında öylesiniz,
yalnızca; bizi dünyaya getirmişsiniz…
Ağır gelir,
tüm küfürlerden ağır gelendir sözün aşağılaması zaman mekan adamını
Adam yerine koymamaktır,boynuzlamaktır
Ne kızıyorsun,canım sen de boynuzlanma, kızarmasın yüzün
Günü idare edişin iyi de, gelecek adına bal gibi yüzsüzsün…
1982
Kayıt Tarihi : 16.2.2006 01:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)