Bir gece yarısıydı zifiri karanlık
Ağustosun sekiziydi daha dokuz bile olmamıştı
Kesmişti önünü bir zalim ayrılık
Bilemezdi ki ömrünün son saatlerini yaşadığını
Bilemezdi ki bir kahpe kurşuna hedef olacağını
Azrail artık dayanmıştı kapısına
Kurtuluş yoktu götürecekti onu
Ne pahasına olursa olsun
Ayakları kesildiğinde yerden
Yaralanmış bedeninin acısı yoktu gözlerinde
Sadece sitemi vardı buruk yüreğinin
Ve isyanı vardı yıkılmış gençliğinin
Gözlerini dikti sonsuzluğun sahibine
Son sözü acıydı yaraydı anasınaydı
Anam ağladı
Ana bak yandı içim kanadı
Ana yüreği o dayanamadı
Göğsünde bir kurşun
Gözleri nehir sanki
Ana bu son bakışlarım son feryadım sana
Bir yıldız kaydı ana
Bir yıldız gözlerimden
Bir gece yarısında yaktılar yüreğimden
Adam ol derdin ya bana
Artık uslandım adam oldum ana
Artık sabahlara kadar bekletmem seni camlarda
Üzmem seni artık kırmam kalbini
Ve gurbet dönüşlerimde olmayacak senelerce
Hep derdin bayram sabahları
Hep beklerdin o yolları
İlk bayramda elini öpen ben olacağım
Kara toprak bırakırsa ana
Ve kaldıracaklar bir öğlen vakti cansız bedenimi
Şaşıracaksın bir mezar taşında ararken beni
Yaş dolacak cenazemi seyreden yorgun gözlerin
Her mevsim tomurcuklanmış çiçeklerin
Açmayacak gülen yüzünde
Her saniye ben olacağım küllenmiş yüreğinde
Kıydılar bir gece yarısı
Dağ gibi gençliğime
Feryadın kefenimi yırtar mı ana
Mangal yürek demir bilek
Dayanır mı domuz kurşununa
Kayıt Tarihi : 13.7.2010 23:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)