On beşinde seni ettiler gelin
“Sebep nedir “diye sormadın anam
Gelinlik ederdin, hep sustu dilin
Karşı gelip gönül kırmadın anam
Çuval çuval buğdayları öğüttün
Bulgur, tarhanayla bizi büyüttün
Çıkrık yardımıyla bizi yürüttün
Tuttun elimizden salmadın anam
Şafağınan tulukları yayardın
Azığmıza dürmeçleri koyardın
Güzel anam sen ne zaman uyurdun
Ben seni uyurken görmedim anam.
Vurur kazmayı kütük sökerdin
Isıtıp meşeyi samı bükerdin
Çiğneyip çamuru kerpiç dökerdin
Karınca misali durmadın anam
Tarlada ekinde bizi doğurdun
Hepimizi doğrulukla yoğurdun
Bazen sinirlendin bazen bağırdın
Kıyıp da bir tokat vurmadın anam.
Göz bebeğinden saklardın bizi
Teştin içinde yıkardın bizi
Bağrına basıp koklardın bizi
Üstümüz açık mı yokladın anam
Gök gürledi, şimşek çaktı ürperdim.
Kanat açıp üstümüze titrerdin
Yağmurda doluda bize siperdin
Taşıdın sırtında, yormadın anam
İlkbaharda yaylalara göçerdin
Zilligöl’den Kaçağın ağla geçerdin
Çifte beşik ile ekin biçerdin
Dur durak nedir bilmedin anam
Üstümüz yırtılsa hemen yamardın
Bizleri ısıtıp kendin donardın
Yavruya can veren ana damardın
Sevgiyle yaşadın solmadın anam
Fakirin dostuydun, yardım severdin
Çadırlar dokuyup, yünler eğerdin
Soku taşında bulgur döverdin
Hep çalıştın, tembel olmadın anam
Toprak damlara loğ mu çekmedin
Tırpan sallayıp ter mi dökmedin
Bakraç kollarında su mu çekmedin
Hangisini sayam bilmedim anam
Tek başına ağıllarda yaşardın
Kötü Güney, Sinbeli’nden aşardın
Arı gibi işten işe koşardın
Aştın engelleri yılmadın anam
Çalışmayla geçti, senin her kışın
Eksilmedi sevgi dolu bakışın
Halının üstünde kaldı nakışın
Dünyada bir sefa sürmedin anam
Yoruldun, yaşlandın dizin tutmadı
Bize sarılmaya gücün yetmedi
Seksen beşte artık kalbin atmadı
Ağladık, meleştik duymadın anam
Şahin’in acısı yürekten gitmez
Anasız evlerin bacası tütmez
Ona hizmete bir ömür yetmez
Sensiz bu dünyada gülmedim anam
İbrahim ŞAHİN
2002/İSTANBUL
Not: Genç nesil belki bilmez diye bazı kelimelerin anlamlarını aşağıya çıkardım.
Çıkrık: Çocukları yürümeye alıştırmak için kullanılan üç tekerlekli araba.
Tuluk: Özel tahtadan oval şekilde yapılan ve yayık yapmaya yarayan araç.
Dürmeç: İçine katık konularak sarılmış yufka ekmeği.
Samı: Boyunduruk üzerinde, hayvanın boynunun geçtiği ve alt uçlarından iple veya zincirle bağlanan ağaç çubuklar
Loğ: Toprak damların üstündeki özel toprağı bastırmaya yarayan, silindir biçiminde ağır taş
Bakraç: Çoğunlukla bakırdan yapılan ve su taşımaya yarayan küçük kova:
Kayıt Tarihi : 12.3.2013 09:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)