Cahildi-mahildi ama anamdı…
Nasıl bir beklerdi başımda sabahlara kadar
Hastalanıp yataklara düştüğümde,
Nasıl bir öperdi yüzümü-gözümü,
Yollarımı nasıl bir beklerdi akşam ezanlarında,
Dar vakitlerde yerler mühürlenirken,
Nasıl bir gururlanırdı boyumla-bosumla belli etmeden.
Bir anam çekerdi çilelerimi
Ben çekmeden.
Meğer ne güzel şeymiş anamla çocukluğumu yaşamak,
Tandırın başında anamın aşını içmek.
Dışarıda kar fırtınası varmış,
Yok bilmem, kar yolları tıkamışmış,
Yok ekmek bulunmaz, tuz bulunmazmış.
Bir sefertası bulgur çorbası,
Sanki beni ne ilgilendirirmiş karı, buzu,
Fırtınası.
Herkesin anası dualar ederdi
Oğlunun büyüyünce varsıl olmasına,
Benim anam eller-avuçlar açardı gökyüzüne,
‘Büyüyüp tabutumun altına giresin.’ Diye.
Niye o zamanlar anlayamamışım bu duanın değerini,
Niye?
Kimsesiz kaldıktan sonra öğrendim
Tabutumun altına girecek kimsemin olmadığını.
Anam olsaydı; bakmazdı kadın olduğuna,
Bakmazdı yaşlılığına, çelimsizliğine,
Girerdi tabutumun altına, iki gözü iki çeşme.
Elleşme düşüncem; yüreğim onulmaz yaralı,
Elleşme.
İşte mezarı başındayım o kutsal kadının,
Üstümde bir uyduruk mutluluk havası
Sırtıma bol gelen bir ceket gibi;
Sırf üzülmesin diye.
Yapabildiğim tek şey; mezarının otlarını ayıklamak
Ve yaşlı gözlerimi ellerime alıp
Mezarını sulamak.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933-2003) 'nun
MİTİL OSMAN isimli Serbest Şiirler 'inden > 27-28/100)
Kayıt Tarihi : 27.8.2004 10:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!