Bir uçtan bir uca dolaştım Anadolu'yu
Nasıl unuturum Bitlis'in karını,soğuğunu?
Sıcak bakışlı,yürek eriten öğrencilerim
Dağ laleleri hala durur mu,
Kokar mı burcu burcu,
Bana haber iletin.
Pembe düşlerin ardına gizlenirdi gerçekler
Tezek yapıştırılmış kokulu duvarlar
Ve kokulu menekşeler
Zıtlaşır mı yine birbirleriyle?
Söyleyin bana Hasolar,Zeynolar
Hep öyle görkemli midir karlı dağlar?
Nasıl unuturum Rize'nin çay bahçelerini
Yeşilin böylesine güzelleştiği,bütünleştiği
Kadınların makas tutan elleri
Yaşıyorsa acısını yorgunluğun
Ve bir kadın,sırtında küfesi,
Çeşanının ucuyla siliyorsa gözyaşını
Kımıl kımıl,sevda dolu öğrencilerim
Hala çalışır mı analarınız ıslaklığın ortasında?
Hala gebe mi karanlık geceler günışığına?
Bana haber iletin.
Kemençe sesleri coştururken insanları
Atmacalar,
Özgürlükten yoksun bırakılan kadınlarla
Eşdeğer mi?
Tutsak mı erkeğinin bileğine?
Söyleyin bana Emineler,Temeller,
Hep böyle yeşil midir bahçeler?
Kömür karalı,ak yürekli insanımın
Maden kokulu memleketi Zonguldak!
Hani,girişte mahzun,devrik durursun ya,
Hani,evlerin,bahçelerin baca dumanı renginde
Aldırmam,bilesin.
Bedenin kara da olsa yüreğin sevgi dolu
Sensin işçimin dirençli kolu.
Ya nasıl unuturum bastonlar diyarını?
Bir emektir dokunan,alınteridir.
Türlü nakışlar oluşmuştur becerikli ellerden,
Her bir nakışı bir ezginin notaları,
Kıvrak,fıkır fıkır dans eden.
Haydi,anlatın bana öğrencilerim,
Yine en güzeli mi gümüş kakmalı bastonlar
Sergilerin?
Söyleyin,söyleyin Kadriyeler,Aliler
Hep böyle umut yüklü müdür sevgiler?
Kuşku ile doludur Pervari yolları
Acı,keder...
Kokuşmuş sanki bütün bedenler.
Yoksulluk gördüm,umarsızlık gördüm
Bir şey vardı ki yokluğa inat,
Gizlenmişti Miran'ın bakışlarında.
Işkının tadını orada yineledim,
Özlem giderdim.
Ellerinde türlü türlü nakışlar,
Çemçemli kızların dostluk türküsünü dinledim.
Ve ben,bir kez daha,
Bir kez daha
Sevdayı yineledim.
Ölümü hissettim karanlık bir gecede
Ateş kusan roketlerin,silahların gölgesinde
İlk kez nefreti,acımasızlığı duydum.
Sevdiklerimle bir yumak olup,
İlk kez korktum.
Susuzluğa,açlığa,karanlığa,yokluğa
Duvar olmuş bakışlar
Unutmak olası mı,unutur muyum sizleri?
Söyleyin bana Miranlar,Memolar,
Hala bu denli yakın mı açlıklar?
Ve böylesine gizlenmiş mi nefret ardına
Kocaman sevdalar?
Ardımda bırakarak yılları,
O sakin kente geldim.
Bilecik!
Sende bütünleşmiş güzellik
İnsanları sıcak,canayakın
Unutulmuşluğun ne denli kötü olduğunu,
Sizlerle anladım.
Köyümle kucaklaşıp
Sıcak tarhanaya kaşık salladım.
Ya öğrencilerim?
Böylesine güzel,böylesine anlamlı
Ayrılmanın verdiği hüzün,burukluk
Bir aylık yakınlaşma
Ve bırakıyorum ardımdan tüm güzellikleri
Yıllar önce özlediğim yollara,
Bursa'nın çam kokulu dağlarına kavuşuyorum.
Anlatın,anlatın bana öğrencilerim,
,Uzakta da olsam sizlerden,
Bana kokusunu getirin köyümün.
Sizler,Sametler,Elifler
Hep böyle sıcak mıdır yürekler?
(1992Bilecik)
Serap TepedelenKayıt Tarihi : 1.3.2006 20:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BÖYLE GÜZELLİKLERİ PAYLAŞTIĞI İÇİNSE MİNNETTARIM
SEVGİLER SELAMLAR
sevgi ve saygımla
TÜM YORUMLAR (9)