Aşina sesidir Anadolu’nun
Bayraktaki aldır Cahit Külebi…
O’dur kılavuzu Tokat yolunun
Petekteki baldır Cahit Külebi…
Canik Dağları’na bahar gelmiştir
Karlar eriyince, çiftçi gülmüştür
Sağ kalanlar kalmış, ölen ölmüştür
Çiçek açmış daldır Cahit Külebi…
Niksar Kalesi’nde taş dile gelir
Sevdalanan bülbül, has güle gelir
Düğümlenir hasret, aşk tele gelir
Suskun sazı çaldır Cahit Külebi…
An gelir şair de uykuya dalar
Kirpikler ıslanır, gözyaşı dolar
Bozulur bahçeler, gülleri solar
Bu ne garip hâldir Cahit Külebi…
Tokat sılam, yurdum, yürek yaremdir
Yeşilin koynunda bağ-ı İrem’dir
Bir yanı Aslı’dır, biri Kerem’dir
Düşenleri kaldır Cahit Külebi…
Maziyi yâd eder, ağlaşır çınar
Şehit neferlerin yarası kanar
Niksar, Çamiçi’nde akmakta pınar
Dağdan kopan seldir Cahit Külebi…
Düğünde geline beşli takılır
Gelinlik kızlara kına yakılır
Tokat Kalesi’nden şehre bakılır
Düşenlere eldir Cahit Külebi…
Sözlere can verir; zurnası, sazı
Tokat türküleri yürekte sızı
Dilinden düşürmez kızanı kızı
Sazımdaki teldir Cahit Külebi…
Tabiata değer merhamet eli
Âşıklara mesken dağların beli
Sulusaray, kadim zaman tüneli
Dağdan esen yeldir Cahit Külebi…
Arasta Çeşmesi aktı, duruldu
Tozanlı Köprüsü çoktan yoruldu
Tokat denilince hep o soruldu
Yüce dağda beldir Cahit Külebi…
Halaylar çekilir, meydan dar gelir
Çalar davul zurna şirin yâr gelir
Dağlarda erir kar, nevbahar gelir
Bahçemizde güldür Cahit Külebi…
Gümenek’e çıkıp seyre dalmalı
Niksar’a gidip de ceviz almalı
Ilıca Köyü’ne gidip kalmalı
Bilmeyene bildir Cahit Külebi…
Ballıca, Tokat’ın gülen yüzüdür
Hakk dostları şehrin gören gözüdür
Sözün en güzeli şair sözüdür
Niksarlıya dildir Cahit Külebi…
Has bahçede açan gülümüz bizim
Söz peteğindeki balımız bizim
Onunla çözüldü dilimiz bizim
Tokat denen ildir Cahit Külebi…
Mazi dile gelir, zamanı eşer
Çile kazanında metanet pişer
Erzurumlu Emrah yollara düşer
Hikmetli söz boldur Cahit Külebi…
Yeşilırmak akar, süzülüp gelir
Canik Dağı’ndan kar, çözülüp gelir
Güzeller çeşmeye, dizilip gelir
Güğümünü doldur Cahit Külebi…
Ulu Cami’mizde ezan okunur
Okunan ezanlar ruha dokunur
Gurbette yârânlar dertten yakınır
Hakk’a giden yoldur Cahit Külebi…
Çalar davul zurna, halay çekilir
Niksar Ovası’na buğday ekilir
Gurbete düşenin boynu bükülür
Bükülmeyen koldur Cahit Külebi…
Tokatlının sesi, gülen yüzüdür
Tutan elleridir, gören gözüdür
Bu toprağın gülü, özün özüdür
Ne sağ ne de soldur Cahit Külebi…
Kayıt Tarihi : 10.6.2017 19:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/10/anadolu-nun-sesi-cahit-kulebi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!