Nice közler yanıyor
Koynunda Anadolu’mun.
Alevi söndürülmüş
Ve hapsedilmiş,
Yıllanmış küllerin altına.
Oysa eserek,
Tutuşturacak deli poyraz
Kuruyan dal ve gazelleri
Sürecek dağın göğsüne,
Özgürlük meşalesi misali…
Yakacak bir gün
Benlik dağlarında yatan
Sinsi çakalları
Ve soysuz engerekleri,
Feryatlarına aldırmadan.
Çiçekler açar
Yurdumun dört bir yanında,
Gökkuşağı’ndan renkleri
Ve emerek güneş’i büyürler
Bir bulutun penceresinden...
Hiç bir zaman
Kopmadılar özünden
Bu toprakların
Begonvil’leri, Nergis’leri
Ve mor sümbülleri…
Sarıldılar özlerine
Hiç bırakmadan
Kırılsa da yaşam dalları
Ve örselenseler bile;
Direndiler yasak kimlikleri ile.
Sökemediler,
Özlerindeki tatları.
Hançerler vurulsa da sinelerine
Solduramadılar ne renklerini,
Ne de acı çeken yüzlerini.
Siyah olsun dediler,
Beyaz açtılar inadına.
Sarı istediler;
Kızıl bayrak oldular
Ülkemin boz kırlarında.
Alaca kargalar bile
Çift renk giyinir
Taşır kanatlarında,
Siyah ve Beyaz’ı
Zıtlığına hiç aldırmadan...
Ve asil bir Şahin’in
Parıldayan tüyleridir sanki
Anadolu’mun renkleri,
Fosfor gibi ışıltılı ve bir kilimin
Desenleri kadar uyumlu…
Kayıt Tarihi : 23.2.2022 22:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
10 / 10 / 2010
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!