ANADOLU MASALI 1
TAM TAKIR,KURU BAKIR KÖYÜ MASALI
#fatma doğan
Anadolunun bağrında bir köy varmış bu köy kurak mı kurak,çorak mı çorakmış
Köyün adı; Adı TamTakır ,Kuru Bakır,
Ahalisinden birinin adı Takır Tahir, bir diğerinin adı da Bakır Bahri imiş.
Bu köyde kışlar, damdan atlayan kediyi donduracak kadar soğuk,
Yazları taşına yumurta kırsan, pişirecek kadar sıcak geçermiş.
Kışın burnunu çıkartanın burnu havuca,
Yazın yüzünü çıkartanın yüzü lastik pabuca dönermiş.
Bu köyün insanının da bi arası yokmuş ki gitsin.
Kimi hırçın mı hırçın, kaya gibi soğuk ve sert
Kiminin mizacı güneşi kıskandıracak kadar sıcak ama mert.
Aşağı mahallede Tam Takır mahalleliler, otururken
yukarı mahallede kuru bakır mahalleliler otururmuş.
bu köyü duyanlar kimse kimseye gitmediğinde hayat çok sıkıcı olur zannedermiş herkes
ne kışlar, ne yazlar geçmek bilmez derlermiş,
eee televizyon, telefon olmayan köyde insanların canı sıkılırmış diyeceksiniz değilmi hayır öyle değil,
bu köy zor şartlarda bile zamanla kendini zekâsıyla ,mizah yeteneği ile oymuş, yontmuş,
kendi kültürünü, eğlencesini, adetini ,töresini harmanlayıp kendi eğlencelerini, kendi komedyenlerini çıkarmış
Anadolu insanı zeki ve gülmeyi çok seven sıcak sıcak insanlar değil miyiz zaten ?
en kaya gibi görünenimizde dahi bir mizah geni vardır Anadolu çocuğunun.
bu masalı okuyorsak bizde gülmeyi seviyoruz demek ki.
İşte bu köyde de öyle oluyormuş,Zıt kutuplar birbirini çeker derler ya yine öyle olmuş
Kural bu kez de bozulmamış.
Takır mahalleli sert mizaçlı asabi Takır Tahir ile,
Kuru Bakır mahalleli Bakır Bahri ne zaman bir araya gelse
başlarlarmış somurtkanlar dahi gülmeye, birbirine takılmaya ,
çocuklar bir bir toplanır, Tahir ile Bahri bir araya gelsin de eğlenelim hayat şenlensin diye beklerlermiş.
yine birgün Tam Takır Kuru Bakır Köyü’nde mevsim yaz, havaysa sıcak mı sıcakmış,
sabah vakti gün doğar doğmaz Takır Tahir ,
ahırında ne kadar kuzusu varsa çıkarmış
otlatmaya sulamaya götürecek,
götürecek ama başlamış kafasını kaşıya kaşıya düşünmeye,
yalnız gitse canı sıkılacak, Bahriye gel diye öylesine çağırsa gelmez,
ne yapsam ki demiş? Başlamış sesli sesli
-bizim köy kurudukça kurudu ,
-Çayır çimenlikler ıradıkça ıradı.
-koyun kuzu me me meleşir
bizim Bahri acep ne işle eğleşir.
diye kendi kendine mani dizmeye başlamış.
Sesi duyan Bakır Bahri hemen avluya çıkmış.
Heyyy !!!Ne dersin arkadaş ne düşünüp durursun sabah sabah.
sen bir tek akıl kendinde mi var sanırsın?
bana da söyle hele benim akıl senden fazla hemen bir çare buluruz demiş.
İkisinin atıştığını gören çocuklar koşup birbirlerine hemen haber vermişler.
Onlar da koşarak gelip avluya toplanmaya başlamışlar.
Hepsi kıs kıs gülüyormuş.
Kalabalık olduğunu gören köylü de oraya toplanmaya başlamış, ne oluyor diye sesi duyan gelmiş.
Ne olacak hayvanlarımı otlatacağım sulayacağım ama nerede sulayacağım her yer kurak
bu Bakır Bahri benden zeki olduğunu söylüyor bulsun bi çözüm de göstersin marifetini demiş.
Ortalıkta hafiften uğultulu konuşmalar başlamış köylüler arasında .
Evet madem bu kadar akıllısın Bakır Bahri ! de hele nedir fikrin?
Bahri ortaya atlamış ama ,şimdi ne yapacak?
ya bulamazsa bir çözüm derken
çitin üzerinden üüürüüüüüü!!! Diye çil horoz başlamış ötmeye.
-hımm demiş içinden bence demiş hayvanların en akıllısı horoz tabiki de!
Nasıl sabahın olduğunu bilip öterek haber veriyorsa susayınca elbet suyun otun nerede olduğunu da ancak o bilir demiş uyanık Bahri.
-sulak yeri gösteririm ama Bi şartım var ama demiş Takır Tahir’e
-bende tavuklarımla çil horozumu getireceğim yanımda.
Niye ki demiş köylüler hiç o kadar tavukla dağ bayır dolanılır mı?
-onlar köyün içinde yayılır yem bulur bi kap su koysan ondan içer kanar,
- olsun benim tavuklarımın canı yok mu onlarda bulduğum taze çimenlerden mahrum kalmasın ,
Taze otları ben bulacağım Takır Tahirin kuzuları yiyecek oh ne ala demiş
Bahriye laf yetişirmi herkese vereceği komik bir cevabı olurmuş hep,
İyi peki demişler ,çocuklar hepsi bir ağızdan bizde geleceğiz bizde geleceğiz diye ellerini çırpmışlar,
İyi hadi gelin madem ancak, herkes annesinden yanına azık ve su alsın acıkır susarsınız yolda demiş Takır Tahir ile Bakır Bahri.
Yanlarına azıklarını da alan Çoluk çocuk Tahir ve kuzuları, Bahri ,çil horozu önde,
peşinde tavukları başlamışlar meeee,
gıdak gıdak sesleri ve çocuk kıkırdamaları arasında yürümeye .
Az gitmişler, uz gitmişler dere tepe düz gitmişler
Ancak görünürde ne bir yeşillik, nede bir sulak yer görememişler.
Bir anda kuzulardan biri koşmaya başlamış meeee diyerek o koşunca diğerleri de
peşinden , kuzular bir tarafa tavuklar bir tarafa, horoz bir yana başlamış koşmaya,
olmuş mu ortalık bir curcuna onları yakalıyacağız diye kimi elindeki suyu düşürmüş kimi azığını farkına varmadan.
Bir bakmışlar ki küçük kuzu yerden sızan küçük bir su kaynağına eğilmiş su içiyor
diğer kuzularda onun peşine hepsi kana kana sırayla onun peşinden gelip sularını içmişler.
Etrafındaki yemyeşil çimenleri yemişler.
Demek ki demiş Tahir ile Bahri küçük kuzuda olsa herkes
yiyeceği rızka, içeceği suya kendi ayağıyla tıpış tıpış gidiyor.
Çoluk çocuk hepsi kimi kuzuları bir araya toparlamış.
kimi tavukları yakalamış ,ama yorgunluktan hepsi pestil gibi olmuş.
güneşte öğleye doğru yükseldikçe yükselmiş, ısıttıkça ısıtmış,
suyun yanında kendi kendine büyümüş.
Ulu çınarın gölgesinin altına çoluk çocuk, kuzular, tavuklar hepsi serilmişler.
orada da uyuya kalmışlar,
Sıcakta olsa Köyün temiz havasında çınarın gölgesinde güzel bir öğle uykusu çekmişler.
Ancak hepsi karnında bir gurultuyla uyanıyormuş.
Uyananan diğerini uyandırmamak için eliyle karnına bastırıyormuş .
Uyanmayanlarda bir anda tavukların gıdak gıdak bağrış sesleriyle uyanmışlar.
Ne oluyor niye tavuklar böyle bağrışıp duruyor diye birbirlerine bakmışlar
Tavukların hepsi bir kenara kaçışıp kendilerine bir kuytu köşe bulup yumurtlamasın mı?
Bi anda çalıların arasından yirmiye yakın yumurta toplayıp gelmiş çocuklar sevinçle karınlarının açlığını unutsalarda ,
Guruldadıkça tekrardan açlıktan karınlarını tutmaya başlamışlar,
kuzular tavuklar kaçınca annelerinin ellerine verdiği azıklarını hep o kargaşada düşürmüşler nerede düşürdüklerini de bilmiyorlarmış.
küçük olanları başlamışlar acıktık deyip ağlaşmaya.
Takır Tahir ile Bakır Bahri
-durun hemen ağlamayın çocuklar, Allah hiç bizi aç, susuz, açta açıkta bırakır mı? Demişler.
-Azığını kaybetmeyen herkes, yanındaki azığını ortaya koysun, paylaşacağız ne de olsa kuzular tavuklar doydu.
Takır Tahir ve Bakır Bahrinin heybesindeki kala kala birer somun ekmekle, az biraz peynir varmış.
Ekmek yetermiş ama peynir çok azmış. İkisi de ne yapsak diye düşünürken,
içlerinden çok akıllı olan Akil adında bir çocuk,
-Tahir Abi, Bahri abi ;bizim bir sürü yumurtamız var mı ?var.
-eee demişler, Bahri ile Tahir,
-Bizim büyüklerimiz demez miydi hep, yazın bizim köyde taşa yumurta koysan pişer diye niye denemiyoruz peki?
-hay aklınla bin yaşa Akil sen demiş ikisi de.
Taşın üzerine koyup pişiremeyiz ne yapalım demişler,
-biz köy çocuğuyuz buluruz bir yol demiş, diğer akıllı çocuklardan biri,
-şu ulu çınarın yapraklarının büyüklerini yıkayıp taşın üzerine serelim tabak gibi üzerlerine de yumurtaları kıralım.
Dedikleri gibi de yapmışlar .
Elli dereceye yaklaşan öğle sıcağında taşların üzerinde çınar yapraklarını koymuşlar ,
yumurtaların şeffaf kısımları yavaş yavaş güneşin alnında beyaza dönmüş,
sarıları kayısı kıvamına gelmeye başlamış,
sarısıyla beyazını karışık sevenlerinkileri de, bir dal yardımıyla karıştırmışlar.
Ulu çınarın altında güzel kocaman bir Halil İbrahim sofrası gibi sofra kurmuşlar doya doya yemişler.
Belki de bu hepsinin hayatlarında yedikleri en eğlenceli ve en güzel ve yüreklerinde bir ömür anısı kalacak bir yemek olmuş.
O sırada bahrinin gözü kenarda otlayan çil horoza takılmış,
-hey gidi çil horoz demiş içinden.
-bende seni akıllı bilirdim, sen saati bildiğin gibi suyu çimenide bulursun bilirsin diye peşine
takılıp birde tavuklarımı getirdim.
Burda herkes bi işe yaradı senden hiç çıt yok demiş.
Çil horozsa Bakır Bahriyi anlamış gibi başını kaldırmış Bakır Bahriye doğru bir bakış atmış ve
Ne demiş dersiniz?
Ü’ürüüüüüürü.
(FATMA DOĞAN 06.02.2025/TURHAL)
Kayıt Tarihi : 7.2.2025 08:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!