Anadolu Manzaraları Şiiri - Hasan Özçelik 2

Hasan Özçelik 2
211

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Anadolu Manzaraları

Sanki bir cennet köşesi,
Gökkubbe’nin tam ortası,
Söyleyim geldi sırası,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Yedi iklim, dört köşeyiz,
Erkek, kadın; bey, paşayız,
Türk dünyası başkentiyiz,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Üç tarafı derya deniz,
Oğuzlardan hep bir kanız,
Farklı boydan, ama Türk’üz,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Bir gece semaya bak da;
Ay yıldızlı bayrak gökte,
Seksenbeş milyonuz harpte,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Çıkıp seyreyle yüceden,
Biraz dur, düşün inceden,
Kadın utanır kocadan,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Güneş yükselir Doğu’dan,
Matem eser günbatıdan,
Meriç taşar yatağından,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

İğdir bey kabri Iğdırdan,
Yiğit Köroğlu Bolu’dan,
Şehit, gazi dağbelinden,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Dağlar ses verir, ses alır,
Yiğit can verir, can alır,
Hür doğar, yaşar ve ölür,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Yetim, öksüz, dertli çoktur,
Dağlar karlı, başı diktir,
Öttür be zurnacı öttür,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Mehter çalınca kükreriz,
Zeybek, dadaşla oynarız,
Ah Yemen der(!), hep ağlarız,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Gıdaları yüzler çeşit,
Yazın başı karlı Başit,
Yetimhane; sabi, reşit,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Kadim töre ve mazisi,
Ne acı kader yazısı,
Sanki mazlumlar ülkesi,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Malı; koyun, sığır, davar,
Her biri bir servet, değer,
Ne güzel bir yurtmuş meğer,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Biryan yer, bulgur aşıyla,
Vatan sular gözyaşıyla,
Kutsal toprağı, taşıyla,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Toprağı şehit kokulu,
Gazi; madalya takılı,
Sanki bir dünya okulu,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

İçten bir gönül yarası,
Bu vatanın yüz karası;
Bitmeyen terör belası,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Ahmet, Mehmet, Hacca, Fatma,
Bu sözü yabana atma,
Gün bizimdir, keder etme,
İşte bu yurt Türkiye’dir.

Hasan Özçelik 2
Kayıt Tarihi : 6.7.2023 19:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiir ülkemizdeki farklı zenginlik kaynaklarını, coğrafyasını, tarihini, sıkıntılarını anlatmak için yazılmıştır. Umulur ki genç kuşaklar okur, ibret alır ve geleceğini buna göre yönlendirir. Yüzyıllar önce Ergenekondan çıkarak Anadolu’ya gelen atalarımız, buraları yurt edinmişler, devletler ve medeniyetler kurarak insanlık/medeniyet nedir dünyaya öğretmişlerdir. Anadolu’daki çok sayıda Türk beyliği Osmanlı çatısı altında toplanmış, 3 kıtaya hükmetmiş, dünyada sosyal adaleti ve huzuru sağlamaya çalışmıştır. Osmanlı bayrağındaki üç hilal, 3 kıtaya (Asya, Avrupa ve Afrika) egemen olduğunu ve buraların İslamiyet güneşi altında huzurlu ve mutlu olduğunu belirtmektedir. Kanuni döneminden sonra yavaş yavaş duraklama dönemine giren ve sonra yıkılışa sürüklenen bu haşmetli devletin elbette düşmanı da çok olmuştur. Çünkü hain emellerine ulaşmalarına en büyük engel olarak Osmanlı’yı görmüşlerdir. Bu kesimin başında Avrupa kafir zalimleri, Asya münafıkları ve bir avuç seçkin aileden oluşan emperyalistler gelmektedir. Emellerine ulaşabilmek için Osmanlı’ya karşı hepsi birlik olmuşlardır. Osmanlı yıkıldıktan sonra da Osmanlı’ya olan kin ve nefretlerini Osmanlı’nın kuruluşunu sağlayanların torunları olan Türkiye Türklerine ve çiçeği burnunda Türkiye Cumhuriyeti devletine ve kurucularına yöneltmişlerdir. Türk tarihinin önemli bir kısmı ne yazık ki Türk olmayan hatta Türk düşmanı olanlar tarafından yazılmış ve ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu kitaplarda devletimizi kuranları ve atalarımızı bize yanlış tanıtmışlar, atalarımızla torunları arasında kültürel ve anlayış farklılıkları katarak anlaşmazlıklar oluşturmuşlardır. Bu sinsi planlar hala yürürlüktedir. Osmanlı mirasçısı tüm ülkeler şu ya da bu gerekçe ile arap baharı gibi sudan bahanelerle paramparça edilmek istenmektedir. İşte Filistin, Yemen, Irak, Suriye, Libya, Bosna-Hersek vs. Bu nedenle kuruluşu yüzyılı geçen devletimizin hâla beka sorunu vardır. Anadolu coğrafyasının talan edildiği günü bir baykuş gibi bekleyen emperyalistlerin hain emelleri ve sinsi planları bitmek tükenmek bilmemektedir. Çeşitli, entrikalar, isyanlar, ülkemizi Avrupa birliği kapısında bekletmeler, idamlar, boykotlar, terör belası, ambargolar, özgürlük, halkların kardeşliği vs. adı altında milleti kamplara bölerek çatıştırmak bu sinsi planların gün yüzüne çıkışının birer tezahürüdür. Unutmayalım ki bin yıldır coğrafyamız ve ülkemiz ve milletimiz parçalanmak isteniyor. Buna karşılık biçildikçe güçlenen bir çimen misali ülkemizden bilinçli bir gençlik yetişiyor. ‘Vatan sana canım feda, Her şey vatan için, Hepimiz Mehmetçik’iz, Vatan Mehmed’in anası, Vatan anamız, devlet babamızdır’ gibi sloganlarla askerimize bir hedef belirliyoruz. ‘Türk-İslam Sentezi’ni ve ‘Kızılelma’yı mefküre seçiyoruz. Bebeklerimizi ninnilerle büyütürken Türkün ulu töresine göre şekillendiriyoruz. Farklılıkları bir tarafa bırakıp ülke bütünlüğü tehlikeye girdiğinde kadın erkek, dede torun hepimiz Mehmetçik oluyor, vatan savunmasına giriyor, cihattan kaçanları ise lanetliyoruz. Bu gün 85 milyon halkımız tek yürek halinde bu emperyalist güçlere karşı dimdik ayaktadır. Güçlüyüz ve güçlü olmak zorundayız. Sinsi planlara karşı şerbetliyiz. Kazmasıyla, küreğiyle, imanlı yüreğiyle, ağzındaki duası ve tükrüğüyle hainlere ve emperyalistlere karşı dimdik duran etten/kemikten bir duvar. En son yaşananı 15 Temmuz Diriliş Destanı’dır. Ancak ihanet ve sui emel bitmediği sürece daha çok destanlar yazılacak, bu destanlar ninnilere konu olacak, milletimizi birbirine bağlayan bağları güçlendirecektir. Yemen Türküsü’nü dinleyip ağlamayanımız var mı? Çünkü ortak yürek acımızdır. 7 yıl sürmüştür. Giden gelememiştir. Yemen’in Huş bölgesinden hala kan kokuları geliyor. Savaş hala devam ediyor. Ailemizden Dursun (Ayşe Usta’nın kardeşi) isimli bir kişi de Yemen savaşına gitmiş ve dönmemiştir. Kardeşim, Hüseyin Özçelik ise Şırnakta PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olmuştur. Acısı hala yüreğimizdedir. Bu ne büyük bir beladır ki, 40 yıldır bitmedi gitti(!). Bu terör belasını kendini bilmez birkaç hainin koskoca Türk devletine kafa tutuşu olarak düşünebilir miyiz(!). ‘Su (asker)uyur, düşman uyumaz’ ata sözünü sık sık hatırlamalı; devletimize, milletimize, vatanımıza sahip çıkmalı, düşmanı hafife almamalı, gençlerimizi imanlı, milli birlik ve beraberlik şuuru içinde yetiştirmeliyiz. Düşmanlarımıza da; ‘Mefküremiz göklerde dalgalanan bir sancak, Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak’ sözünü efalimizle haykırmalıyız. Hiçbir şeyimiz kalmasa dahi ağrımızdaki tükrükle vatanımıza göz dikenlere gereken cevabı vereceğimizi ezberletmeliyiz. Allah; din, vatan ve millet uğrunda mücadele edenlerin yardımcısı olsun. Hainlere fırsat vermesin. Bu şiir Anadolu insanın cefakar kaderini ve çilesini anlatmaktadır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Özçelik 2