Anadolu'm Şiiri - Mustafa Kaynak 2

Mustafa Kaynak 2
115

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Anadolu'm

Ustalar yazdı,
Benden önce onu,
Bir de ben yazayım dedim,
Bu güzel Anadolu’yu,
Dilim döndüğünce,
Birkaç kelam edeyim,
Bir de benden dinleyin,
Bu güzel yurdu.

Bazen dinlerim Anadolu’yu,
Ustaların sesinden,
Hüzünlenirim o zaman,
Derinlere dalarım,
Tüylerim diken diken olur,
Kendimi zapt edemez,
Gurbette bir çocuk gibi ağlarım.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Nehirlerin kıvrım kıvrım bükülüp,
Denizle buluştuğu,
Fırat’ın, Sakarya’nın, Ceyhan’ın,
Çağlayan gibi dizginlenemez,
Delice akan suyunu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Asi akan nehrinden,
Kızıl akan ırmağından,
Binlerce yıldır aş olan,
Harran’dan, Çukurova’dan,
Toprağı bereketli ovalarından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Tortum’dan, Manavgat’tan,
Kim bilir kaç yıldır yorulmadan,
Sırtında suyunu taşıyıp,
Yükseklerden delice akan,
Çağlayanlardan.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Munzur’un dağlarından,
Bin bir çiçek kokan toprağından,
El değmemiş, bağrından kopan,
Baldan tatlı, tadına doyulmaz,
Serinleten soğuk suyundan.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Bir tarafta Ağrı, bir tarafta Süphan,
Her ikisi de yorgundur,
Erciyes gibi öfkeleri dinmiş,
Binlerce yıldır beklerler,
Özlemleri bitmez arkandan.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Nemrut’un yüksek tepelerinden,
Batan güneşinden,
Toros’un uzanan dağlarından,
Uçan kuşundan, kurdundan,
Havasından, suyundan, toprağından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Göklerde süzülen turnalarından,
Yaylalarında otlayan kuzularından,
Süt veren bereketli koyunlarından,
Delice koşuşturan hırçın atlarından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Uçsuz bucaksız tarlaların,
Ekinlerin sürgün verip,
Başak olup, ekmek olup, aş olup,
Sofralara bereket olduğu Anadolu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Aşıkların buluştuğu,
Ağaçların tanık olduğu,
Masum, saf aşkların,
Hayat bulduğu Anadolu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Leyla’nın Mecnun’a,
Arzu’nun Kamber’e,
Tahir’in Zühre’ye,
Ferhat’ın Şirin’e,
Sevdalandığı Anadolu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Düğünlerin, sofraların kurulduğu,
Nasırlı ellerin hamuru ile,
Pişen ekmeğin, aşın, suyun,
Güzel insanların yurdu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Bin bir türlü millete,
Toprak olan, yurt olan,
Sayısız medeniyete beşik olan,
Kurduna, kuşuna yuva olan,
Bu güzel Anadolu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Yiğit Efelerin zeybek oyunundan,
Topraklarına sevdalı dadaşların barından,
Yürekli gakgoşların çayda çırasından,
Yüksek yaylalarında horon tepen,
Mert Karadeniz uşaklarından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Yoktur birbirimizden farkımız,
Türk, Kürt, Laz, Çerkez,
Hepsi bir yürektir,
Kim oldukları fark etmez,
Bu topraklara sevdamız bitmez.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Daha ağzı süt kokan,
Elleri kınalı, toprağına sevdalı,
Çanakkale'de şehit olan,
Genç yaşta yardan, anadan ayrılan,
Ana kuzularından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Maraş’ta, İzmir'de,
Urfa’da, Antep’te,
Yüreğimizin birlikte attığı her yerde,
Toprağa baş koyan,
Vatanına sevdalı insanından.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Zulme başkaldıran,
Zalime aman vermeyen Köroğlu’nu.
Yiğidin harman olduğu,
Bu güzel yurdu.

Tanırım bu Anadolu’yu.
Yunus’u, Karacaoğlan’ı,
Pir Sultan Abdal’ı,
Sevdalı aşıkları,
Bağrına basan aşıkların yurdu.

Tanırım bu Anadolu’yu,
Sevgi ve kardeşlik tohumlarını,
Dört bir yana taşıyan,
Karanlığı güneş gibi aydınlatan,
Gönül ve Hak dostu,
Güzel insanların yurdu.

İşte bu Anadolu,
Sana anlatmak istediğim,
Kavgam, sevincim,
Bitmeyen sevdam, hasretim,
Havam, toprağım, suyum,
Güzel yurdum, Anadolu'm...

Mustafa Kaynak

Mustafa Kaynak 2
Kayıt Tarihi : 27.5.2020 15:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Kaynak 2