ANADOLU'M
Baktım da haline memleketimin
Eridi yüreğim, doldu gözlerim
Sahipsiz, sevensiz kalmış yetimim
İç çekip ağlayan can Anadolu'm.
Analık elinde kalmış gibisin.
Kıymetin bilmeze varmış gibisin
Yarayı derinden almış gibisin.
Boşalır durmadan kan Anadolu'm.
Yıllardır halkının yüzü gülmedi
Çalışıp, çırpınmak çare olmadı
Giysi bulamadı, karnı doymadı.
Aç açık ayazda don Anadolu'm.
Umudu kırıldı,sönük gözleri.
Çökmüş suratları yanık yüzleri,
Ezilir, çiğnenir,çıkmaz sesleri,
Yerlerde sürünen gön Anadolu'm.
Ne bir tadın kaldı,ne de huzurun,
Epey gerisinde kaldın asırın,
Tükenir fitilin,yanmaz bezirin,
Diyemem ki karar sön Anadolu'! m.
Yok mu bu talanın sonu, bitimi
Asalaklar kemiriyor etini,
Gücüm yetse kurutmam mı kökünü
Hırsızla dolu her yan Anadolu'm.
Hırsıza caniye makam verildi
En çok çalan alkışlandı,övüldü,
Üstelik onlarla gurur duyuldu,
Ya ahmağız, ya da bön Anadolu'm.
Nerde kaldı, muassırca seviye
Binemedik o trene, gemiye
Korkarım gidersin daha geriye
Yalvarırım gitme dön Anadolu'm.
Ant içmişler temelini yıkmaya
Yakalayıp,gırtlağını sıkmaya
Parçalayıp,lokma lokma yutmaya
Çalıyor tepende çan Anadolu'm
Hainlerce hain oldu adımız,
Sarıldıkça hep kırıldı kolumuz,
Deniz gibi ipe gitti boynumuz,
Yeni ağarırken, tan Anadolu'm.
Dertl'oğluyum ülüyorum kahrımdan
Ümitsizim gelecekten,yarından
Bir Atatürk daha çıkar bağrından
Bu çöküşe desin son Anadolu'm.
Metin Gürbüz
Metin GürbüzKayıt Tarihi : 31.3.2010 22:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
En çok çalan alkışlandı,övüldü,
Üstelik onlarla gurur duyuldu,
Ya ahmağız, ya -da- bön Anadolum.'
........
Dizelerinizin hepsi çok güzel, dolu dolu ve sonuna kadar öğüt dolu.
Bundan daha güzel anlatılamazdı sanıyorum ANADOLU'muzun içler acısı hali.
Bazı mecburiyetler ve siyasal boşluklar nedeniyle Anadolu kendi ipini kendi hazırlıyor, ahmaklık ve biraz da bönlük de cabası tabii şiirinizdeki gibi.
Şiirinizi ve sizi içtenlikle kutluyor, tam puanımla Antoloji listeme eklemek istiyorum.
Saygılar sunuuyorum efendim.
Sevgili Metin Gürbüz Bey,
İçtenlikle işlediğiniz konuyu, değindiğiniz gerçekleri kutluyor, başarılar diliyorum. 1949 yılında okula başladım. Türkiye nüfusu 23 milyon kadardı. Nüfusun yüzde 20'si kentlerde, yüzde 80'i köylerde yaşıyordu. Günümüzde halkımızın yaşama yoğunluğu tam bu gösterdiğim rakamların tersine dönmüştür.
Köylünün hiç bir üretimine, emeğine para verilmedikçe, yoksul köylümüz bir paket sigara parası için kentlere göçmek, baba ocağını terketnek zorunda bırakılmıştır. İnsanımızın bu olayları iyi irdelemesi, iyi analiz armesi için biraz tarih bilgisine gerek vardır. Cumhuriyet devrimlerinin birçoğu kısa sürede hayata geçirilmiş. Türkiye Cumhuriyeti dünyada eşi görülmeyen büyük bir kalkınmayı gerçekleştirmiş olmasına karşın, sadece TOPRAK REFORMU/NU uygulamaya olanak bulamamıştır. Çünkü feodal sistemin toprak ağaları Türk köylüsünü daima yoluncak gaz görmüş, onları tepe tepe kullanmıştır. Sonuç, onların kentlere göçmesiyle onları köle olarak kullanma küçük burjuvaya bırakılmıştır. Çünkü Türk köylüsü atalarından kalan köylerinin boşaltacaklar, köylerin arazilerini yine toprak ağazları ele geçirecektir. Daracık toki konutlarında hayatlarını 25-30 yıl süreyle ipotek ettirek köylümüz kendilerini mutlu sanmaya devam edeceklerdir. Köylüyü köyünden etmek, boşalan topraklarda rant yaratma sevdasından başka ne olabilir? Sevgilerimle
okumak bilmedin hep cahil oldun
dert keder çileyle doldukça doldun
yalanla riyayala hep uyutuldun
uyan şu uykudan sen anadolum,,, şair Yusuf Değirmenci
diyerek bir kıtada ben eklemek istedim tekrar kutlarım
TÜM YORUMLAR (12)