Tozlu sokakların çocuklarıydık biz.
Yağmurlu günlerde çamura bulanan elbiselerimizle,
Anadolu kokan çocuklardık.
Sevinçle, aşkla koşarken çamurlu yollarda,
Sırtımıza yapışan çamurlara aldırış etmeden kucaklardık birbirimizi.
Okul sobalarında yanan montlarımız vardı.
Ama zengindik kendimizce...
Çünkü montu olmayan arkadaşlarımız vardı.
Kapitalizmin ne olduğunu bilmezdik biz.
Fakat o tanırmış bizi...
Aşklarımızı, sevinçlerimizi, umutlarımızı...
Her şeyimizi kirletmiş biz daha küçücükken...
Tecavüze uğramış düzenin,
Namus davası güden masum çocuklarıydık...
Totem nedir bilmezdik;
Dua ederdik küçük ellerimizi semaya kaldırıp…
Anlardık büyüklerimizin halinden,
“Paran var mı? ” diye sorduklarında:
En masum yalanımızı söyler, var derdik…
Kış geldiğinde kar yağsın diye dua ederdik.
Ama kar yağdığında tuhaf bir hüzün kaplardı içimizi.
Çünkü biz karı pencereden değil,
Soğuktan titreyen arkadaşımızın gözlerinden izlerdik.
İşte o anda yağardı asıl kar.
Vicdanımıza,
Bencilliğimize,
İnsanlığımıza,
Üşütürdü ruhumuzu…
Kısacası biz; küçük bedenlere kocaman duygular sığdıran
Aynaya baktığında iki kişi görebilen;
Kirlenmiş düzenin masum çocuklarıydık…
Kayıt Tarihi : 20.11.2013 01:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!