Her şey bilinir de hiç bir şey söylenmez. Çünkü sessizdir töreler, ıssızdır. Boyun eğiştir. Gerdan kırıştır geleneğe. Sevdalar yüreklerde saklı kalır. Gölgelerin ötesinde gözler bile buluşamaz. Ellerin tutuşmazı olaydır. Hayaldir. Başkaldırıştır aslında yarin resmini koynunda saklamak. Hele bohçayı alıp sevdiğine kaçan kızların öyküsü düşleri süsler, çeyiz sandıklarının kapağı açılırken.
Oysa ne kadar naiftir Anadolu kızları. Ne kadar fedakârdır. Anadır Anadolu kızları, sonra kadın, sonra insan. Onların sevdaları yürekleri gibi nakışlara işlenir, türkülerde yankı bulur asırlardır. Onlar dere kenarında çamaşır yıkarken, ya da çeşme başında su çekerken sabırla bekler yavuklusunun hayalini ya da askerden dönüşünü.
Anadolu kızları içki bilmez, sigara bilmez, dedikodu bilmez, konken bilmez. Bunları bilmemek değildir onu kahreden. Onu kahreden okuyamamaktır yar mektuplarını, kazanamamaktır ekmek parası. Onu kahreden erinin peşinden İstanbul yollarına düşüp kapıcı olmak ve ikinci sınıf insan muamelesi görmektir “Böyyük şeher’de”
Anadolu kızları kadar kimse güzel bakamaz yârine, yüzünü indirip de gizli gizli yemenisinin ucundan mahcup ceylan misali yüzü alı mor yanarak. Ben öyle bir ananın çocuğuyum. Ben öyle bir ananın evladıyım. İnsanlıktan nasibini almamış kent varoşlarında doğmuş büyümüş kırk beşine gelmiş yaşdaşlarıma sesleniyorum buradan.
Benim anam tam sekiz çocuk doğurdu. Sekiz tanede düşük yaptı. Ama ölürken yüzü kırış kırıl değildi. Ne rimel sürdü, ne oje kullandı. Benim anam yemenisini Anadolu kızı gibi örttü ellisinden sonra. Benim anam beni doğurdu. Ben bugün bensem ve yazıyorsam bu satırları onun sayesindedir.
Anadolu kızı köyünde de kentinde de hep erkeğinin çoluğunun çocuğunun yanındaydı. İstenmeden verdi. Hiçbir şey almadan gençliğini, çürüttü bir tek göz odada, bir düzine çocukla. Ama bir kez of dediğini duymadı Türk Erkeği Anadolu kızının. Ama yinede gözü hep dışarıda oldu Türk erkeğinin. Bakımlı kadın aradı, durdu. Oysa Anadolu kızı zarifti ama elleri nasırlıydı. Epilasyon bilmezdi, ağda bilmezdi Türk Kadını. Bilse de zamanı yoktu işten güçten.
Anadolu kadınını hor görmeye, hakir görmeye ben dahil hiçbir erkeğin ne hakkı ne hukuku yoktur. Ona erkeğin, getirdiği bir çift ekmeği, başına kakmağa da hiçbir yetki ve iradesi bulunmamaktadır.
Anadolu kızı benin anamdır, bacımdır yoldaşımdır, yarimdir. Onun zülfünün teline yan gözle bakana bu dünya haramdır. Onun namusuna kem söz söyleyenin ne bu dünyada ne ahiret de yeri yoktur.
Onun vatanına, bayrağına, devletine, milletine bağlılığı destandır, onun ayağını değdiği her yer gülistandır. Onun terinin kokusu cennet kokusu, onu sütü cennet pınarları kadar ak ve helaldir.
Türk gencine, Anadolu kızları yaraşır. Onlar bir bütündür. Kim ki onları ayırmaya, birbirini anlamayı zorlaştırmaya çalışır, onun katli vaciptir. Büyük aileyi yıkmaya, çekirdek aileyi Türk insanına dayatmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.
Anadolu kızları Anadolu’yu doldurmaya, yağız evlatlar doğurmaya ve erkeğinin yanı başında, açık alnıyla sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir.
İsmet ZerenKayıt Tarihi : 30.10.2009 20:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!