Uçar gider bir bulut;
Uçar gider yeşil bir vadiden,
Sabırdan çatlamış kuru topralara.
Ve anamın yeşil gözlerinden
Düşen mavi kanatlı bulut
Islatır öpülesi ellerini,sımsıcak
Toprağı tanımaktan kuru.
Ve teninin çalışkan rengiyle
Amansız
Ağlatır Anadolu gelinini...
Sorulur mu ki bilmem?
Nasıl da yaban bir dal üzerinde,
Kanadı kendinden körpe bir kuş
Ağır ve endamlı kurar yuvasını?
Ve ürkek kanadındaki dokunuş
Nasıl da benzer ellerine
Gergefine umut işleyen anamın
Benim kara saçlı kundağım,
Benim tahta beşiğimin mavisi...
Ey rüyalarımdaki geceyi çalan güneş,
Mahur güzelliğin hala o günkü gibi.
Benim onbeş yaşındaki meçhul gelinim,
Seni ne zaman ağlıyor görsem bilirim
Ve gözlerinin içindeki dağılmayan genişlik;
Anlatır Anadolu gelinini...
Baktı bir dağ bir ırmağa;
Uzun ve rahat kollarından süzülen.
Ve nimeti boylar aşar eteklerinin
Cömert ve ıslak.
Döndü süzülen ırmak ve aktı durdu,aktı sımsıcak,
Bütün ferahlığıyla kucağına
Sevgi kutsayan anamın.
Ve coştukça taştı bir irmak;
Bozkurtların Asya'dan getirdiği gibi ak,
Al bayrağa şehit kanı gibi helal,
Kır saçlı dağlar gibi geniş bedeninden.
Ben namusum,ben acıyım
Ben şefkatim diyerek düştü yollarına memleketin.
Ve işte geldi bize kadar buğusu ak teninden.
Doldurdu sol kaburgam altındaki
Hayat bahşeden yerini,
Doldurdu;
Kandan ve irinden daha sıcak,
Savaş ve barıştan daha mağrur,
Kayadan ve çelikten çetin.
Sen ki ey Anadolu gelini,
Yüreğimin kubbesine kurulan
Bu ayyıldızlı bayrak
Senin saadetin...
Açar gider bir bahar,açar gider;
Yedi renkli çarşafını dallar üzerinde.
Gölgesinde kilim dokur benim anam;
Solgun ve serin
Kök boyasından ve gök mavisinden.
Uçar gider kollarından kuşlar böcekler,uçar gider;
Üşüşürler savruk ve alıngan
Güneşte kırılan nakışlarına....
Benim anam yeşile boyar kilimini,bahar olur.
Süte çalar gölgesini güneşin,emek olur.
Kırmızıya döker yüreğini;
Kan olur memleketin ırmaklarında
Bİr Anadoludur,akar durur...
Ben ki anlımın akıyla yıkadım kundağımı,
Çünkü helal süt emdim taze göğsünden
Ve mürekkebime döktüm her damlasını;
Yüreğimden,
Gözümün ışığıyla boyanmış.
Ben ki sana kılıcımın bir tarafı kadar muhtaç,
Gölgene karanlık gibi düşkün,
Ben ki sensiz kendimden bile ayrı;
Ama bensizken dokuz ay seninle yaşamış..
Sana canlar adıyorum
Bir yiğit daha doğurasın diye,ışıl ışıl,
Güneşin kucağında birden,
Taptaze,gül kadar ve körpe
Ana rahminden.
Beni melekler çağırır ellerine;
Arşı merhametine yükselten melekler,
Ki saygıyla bakılır alınlarındaki
Secde izine.
Öperim ellerini
Ey yüreğinde şefkatin izini taşıyan,
Ak kanatlı sevgili.
Ve secde edilseydi eğer
Beklerdim mihrabını dokuz ay
Anlımla dokunurdum eteğinin değdiği yere.
Ve sererdim ayagının altındaki cenneti
Seccademin üzerine...
Çalıntı bir elmas gibi geceleri parlak,
Kayıp bir bakış gibi
Susturur gündüzleri
Senden uzak olmak.
Ve sadece senin hasretin
Daha güzel senden;
Unutulmuyorsa hakkın
Ve çözülmüyorsa hala yüreğimdeki kan pıhtısından yerin.
Sen tanıdığım ilk insan eli
Toprağa bulanmış bedenimin üzerinde,
Güllerden çiçeklerden derilmiş.
Sen dört mevsim gibi memleketime serilmiş;
İzmir'de bağ bozumunda gözlerin iki kuru üzüm,
Antalya'da soyunmuş deniz gibi çıplak,
Sen Fatih'e karşı İstanbul gibi azgın ve sıcak,
Rize'de bir barak çay gibi sakin ve nemlisin.
Sen Erzurum'da kar altına sinmiş bir bahar,
Bir DADAŞ yüregi gibi çelik katmerlisin.
Sen ki seni kıskanmamak ki en arsız günah;
Anadolu güzelleri içinde ağırdır kirpiklerin,
Zulümdür gözlerin.
Sen kardeşimden kıskandığım tek sevgilisin.
Ve sen bir dadaş anası güzelliğinde,
ANADOLU gelinisin...
Kayıt Tarihi : 1.4.2007 05:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ben bu duyguyu sadece annemi düşününce hissederim özlem, öfke,hırs,vs işte tipik anadolu versiyonu bir tutku yani

Sevgili kardeşim : Cevat Yıldırım.
İnsan gözünün dünyada görebildiği tek melek ANNEdir. ''Anne'' konulu şiir yarışmasına gösterdiğiniz ilgi ve sevgili annelerimize şiir armağan ettiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz.
Konu kutsal olduğu için Annelere şiir yazarken duygu fırtınasına yakalanmamak elbette mümkün değildir. Bu yoğun his tufanı içinde sayısız şiirler yazıldı ve dünya durdukça yazılmaya devam edecektir. Ancak hepimizin ortak bir görüş etrafında bütünleştiren bir gerçek vardır: O da şudur:
O kusursuz meleği eksiksiz anlatabilecek bir şiiri, ne bizden öncekiler yazabildi, ne biz yazabiliyoruz, ne de bizden sonrakiler yazabilecekler... Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bile bile, bu kutsal konu için eline kalem alan her kardeşimi tebrik ediyor sonsuz başarılar dileklerim ile o kalemi elinize almanızı ve bu şiirin yazılmasını sağlayan annenizin (inşallah şu an hayatta ise) mübarek ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum.
Hakk'ın rahmetine kavuşan annelerimizin elini ise şu anda bizim yerimize zaten melekler öpüyor.
Öncelikle böyle kutsal bir konuya ilgi çekmek için şiir yarışması düzenlediği için: http://www.antoloji.com sitemize ve Ümraniye Belediyesi Başkanlığına teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Bu organizasyona emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Benim gönlümdeki duygu: Anneler üzerine yazılmış her şiir zaten birinciliği daha yazılırken kazanmış bir şiirdir.
Bu yarışmada görev alan jüri üyelerine başarılar diliyorum.
Ben bu organizasyondan, http://www.antoloji.com'un alnının akı ile çıkacağına, Jürideki sayın üyelerin bu konuda en titiz bir şekilde görev yapacakları inancını taşıyorum.
Birkaç konudaki düşüncelerimi belirttikten sonra bu şiiriniz için yorumum:
ANNE konusunda yazılan her şiir daha yazılırken birinciliği hakketmiştir.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiir olmuş. Başarılarınız daim olsun.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum..
İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (2)