Anadolu da Çocuk Olmak

Müjgan Asıl Kefeli
310

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Anadolu da Çocuk Olmak

Anadolu da çocuk olmak, bu coğrafyada dünya ya gelmek kader midir?
Sert iklimi, yoksullukla savaşlar, tarih öncesinden bu güne kadar devam eder.
Yüzler de acı gülümsemeler yarına dair endişeler asla silinmedi. Silinmeyecekte…
Tek veya iki odalı kerpiç evlerde sekiz, on kişilik aileler yaşadı ve bu günde böyle yaşıyor…
Zor yaşam şarlarına rağmen, ellerini açıp şükrettiler.
Bu acımasız yaşamın içinde elde etmeye çalıştıkları bir parça sevgi, yarına dair bir umut…

Zeliha da Anadolu da yaşayan onların içinde doğup, büyüyen dokuz kişilik bir ailenin kızıdır.
İlköğretim üçüncü sınıfta okumakta olup.
Onun yüreğinde ve yaşamında ANADOLUDA çocuk olmak ve yaşamak nasıl bir duygu Zeliha’nın anlatımıyla dinleyelim…

Ben Zeliha;
On yaşındayım.Bir yıl okula geç başladım.
Buralarda kış mevsimi çetin soğuk ve uzun geçer.
Olumsuz şartlar nedeniyle okula gidemedim.
Biz Ekim ayazını iliklerimizde erken hissederiz.
Yaz kısadır umutlarımız gibi.İçimiz ısınmadan yerini serin havaya bırakır.Bazen umut bile yasaktır,kısa süren yaz gibi.
Evimizin sokağımızın yakınında okul yoktur,
Uzak köydeki okula gideriz. Dört duvar barakayı köylüler kendi çabalarıyla okula benzettiler. Buna da şükür Okulumuz var diye sevinebiliyoruz. Soğuk yağmur,tipi engel değil,ta ki yollar kapanıp mahsur kalana kadar.Aksatmadan eğitimime devam etmek zorundayım.Önce kendim sonra gelecekteki hedeflerim için.
Kötü ve olumsuz hava şartlarında,servis araba,lüksümüz yok.Kilometrelerce yol yürür ayak ve el parmaklarımız soğuktan morarır saatlerce hissetmeyiz.
Ayaklarımızda kara lastik ayakkabı,sırtımızda anamın elde ördüğü kazak,oda ablalarımdan kalan.
Birde elektrik kesilir günlerce köyümüze ışık verilmez,
Bulursak mum ışığında ders yaparım.Birde sobanın kapısını açar,içeriye sızan ışık yardımıyla ödevlerimi tamamlarım.
Kuzinede patates pişiririz anam çok güzel ekmek yapar…ama yinede aklım kasabanın beyaz ekmeğinde kalır.
Bu çetin geçen kış mevsiminde zorluk çeksek de mutluyuz.
Düz tahta parçası bulduk mu,ona ip bağlar çocuklarla tepeden aşağı kayarız.

Geçen yıl okulumuza büyük illerden kitap giyecek yardımı yapılmıştı.
Ben gelen kitaplar çok sevinmiştim.Okuyup doktor olmaktı niyetim. Her okuduğum kitapta dünyanın farklı yerlerine gitmiş oluyorum.Okudukça yeni yerler yeni insanlar tanıyorum.Başka coğrafyadaki benim gibi çocuklarını yaşamını öğreniyorum.
Onlar çok şanslı diyorum…
Çokta karamsar değilim belki ben ‘o’ çocukların yaşadığı şartlarda yaşamıyorum, onlarda benim gördüklerimi benim yaşadıklarımı yaşamıyor.
Doğayla iç içi olmanın verdiği huzuru onlar bilmiyor.

Sabah anamın yaptığı tarhana çorbasını içip,çantamı sırtıma alıp,karşıkı köye okula giderim.
Okuma sevgisi; karlı ve uzak yolları yakın yapar bana.
Sınıfta dişlerim bir birine vurur uyuşmuş ellerim kalem tutamaz defter yapraklarını çeviremez…ilerisini düşündükçe her şeye değer.

Doktor olacağım demiştim.
Köyümüzde doktor yok hasta olanlarda kasabaya gitmek zorunda.Kasabada birkaç kilometre uzakta Gece sancısı tutan bir anne şansı varsa normal doğum yapar.Bir terslik olursa kasabaya gitmeden, gidemeden ya bebek kaybedilir yada anne.

Köyümüzde öğretmen fazla yoktur.
Gelenlerde zor hayat şartlarına alışamayıp giderler.
Bir gece kardeşim hastalandı, dışarıda kar bir metre
Araç yok,araç olsa doktor yok.Bu yokluk içinde kardeşim gözümüze baka-baka yalvarırcasına hayatını
Yoklara teslim etti.
Ben o gece doktor olmaya karar verdim.Kimsizlere ücret almadan bakacağıma dair kendime söz verdim.

Anadoluda çocuk olmak ve yaşamak bir sanattır.
Okulun uzaklığı,doktor ve öğretmen sayısının azlığı
Bunların daha kötüsü küçük yaşta,evlendirmeler…
Saymakla bitmez olumsuzluklar yaşar ana dolu insanı
Bu gün sokakta oynayan bir kızı bakarsınız ki yarın gelin gidiyor.
Onuda oyun sanıyor,beyaz gelinliği bayram elbisesi giymiş gibi seviniyor.
Önceleri,onu giymenin heyecanını yaşıyor
Taki gerçeklerle yüz yüze gelince..
Çocukluktan kadınlığa acımasızca geçişin mahşerini yaşamaya başlıyor.
Ben okuyarak bu cehaleti yeneceğim Dur! Diyeceğim bu ilkelliğe. Kızlarımıza delikanlılarımıza yazık etmeyin diyeceğim.
Töre ve cehalete karşı ilk ben başlatacağım savaşı
İnanıyorum ki ilk meşaleyi ben yakacağım…
Ben; Anadolu da yaşayan Türk kızıyım.

ANADOLUDA Yaşam sanattır……

Yarına umutla bakıp kazağımızın koluna sildiğimiz burunlarımız…..geleceğe mutluluktur.

Gamze YAĞMUR.

Müjgan Asıl Kefeli
Kayıt Tarihi : 16.10.2012 16:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Müjgan Asıl Kefeli