Saat dördü onyedi geçiyordu
Kıyametti sanki zelzele değil bu
Dağlar yürüyordu üzerimize
Toprak kana susamış gibi
Üstündekileri yutuyordu
Betonlar kanatlı bir canavar olmuş
Demirden mızraklar fırlatıyordu
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,